“İnsan rutinini sever…” yazıyordu makalenin başında.
“İşte beni anlatan bir yazı...” diye düşünüp gözleri parladı Ceren’in.
Çevresinin sürekli “Rutininin, kurallarının dışına çıkmıyorsun. Biraz esnemen gerekir.” eleştirilerine bir cevap olarak aile ve arkadaş gruplarına gönderebilecekti.
Kendisini destekleyecek bir görüş vardı ve bunun üstüne makale yazılmıştı.
İçten içe insanların onu anlamadığını düşünür, çok eleştirilince de kendince savunma yolları üretirdi. Bu makale de onlardan biri olacaktı…
Ceren makaleyi okumaya başladı… Fakat makalenin başlığıyla içeriği çok farklıydı.
“İnsan rutinini sever fakat farklı problemlerine çözümlerin farklı yollardan geçeceği,
Hep aynı şeyi yaparak mevcuttaki sorunların çözülemeyeceği,
İnsanın bulunduğu duruma göre esneklik göstermesi gerektiği…” gibi çevresinin de zaman zaman kendisine verdiği öğütlere benzer tavsiyeler vardı.
En çok canını acıtan cümle ise, “İnsan esneyemezse kırılır…” olmuştu.
Gerçekten de ne kadar çok kırılıyordu…
İstediği şey olmadığında kalbi,
Yanlış yaptığı söylendiğinde gururu,
Bir şeyleri yapmakla ilgili hevesi,
Yeni adım atmakta cesareti kırılıyordu…
Okuduklarının kendisi üzerindeki etkisi arttıkça direttiği şeylerin anlamsız olduğunu da fark etmeye başladı.
Temizlik için gelen yardımcısı bu hafta pazartesi değil de salı günü gelebileceğini söylediğinde, “Tamam o zaman gelme.” demişti sinirlenip.
Annesi “Ne olurdu evin bir gün sonra temizlenseydi?” dediğinde “Ben kendimi hazırlıyorum pazartesi temizlik olacağına, evde ona göre hazırlık yapıyorum. Pazartesi dediysek o gün gelmeli!” diye annesinin kendisini anlamamasına da kızmıştı.
Sonra düşündü; işyerinde hazırladığı sunum vakit kalmadığı için ertesi güne kaldığında “Yarın tekrar bu stresi mi yaşayacağım, ben kendimi bugün sunum yapmaya hazırlamıştım.” diye günün geri kalanını kendisine ve iş arkadaşlarına zehir etmişti.
Tatil programı yaparken daha önce kaldıkları otelde yer olmayınca tatili bile herkesin burnundan getirmişti.
Arkadaşının düğünü için şehirler arası yolu araçla seyahat edeceğini sanıp uçak olduğunu öğrenince gitmekten vazgeçmişti. Oysa giden arkadaşları ne kadar çok eğlenmiş, günlerce anlatmışlardı.
Katıldığı eğitimin günü ve saatleri, işyeri servisinin güzergâhı, çay servisi yapan çalışan, tost aldığı büfe elemanı bile değişmemeliydi. Bunların hepsi zamanında sıkıntı olmuştu onun için.
İçinden kendi haline güldü. O anda sorun ettiği şeylerin ne kadar komik olduğunu fark etti.
Hiç geçmeyen sırt ağrılarının bile sebebi bu kadar katı olması, esneyememesi olabilir miydi?
Kendisini esnemesi gereken her koşulda sıkar, strese girerdi.
Arkadaşları “Her şeyin kontrolü bizim elimizde değil, biz nasıl uyum sağlayabiliriz, ona bakalım.” derken ne kadar da haklılardı.
İnsanın hayatta taviz veremeyeceği değerleri vardır. İnsan var oluşuyla ilgili bu değerlerden taviz vermemelidir. Bunlardan taviz verdiğinde bu esneklik olmaz.
Fakat bir hedefe giderken yöntemini çeşitli olması onu güçlü kılar. “Ben sadece bu yöntemle hedefime ulaşacağım.” diye diretmesi bir işe yaramayacağı gibi, hedefinden uzaklaştırır.
Değişen şartlara uyum gösterme becerisidir bir canlının varlığını devam ettiren.
Esneklik yaşama, katılık ise ölüme benzer.
Bir bebek ilk doğduğunda çok esnektir.
Ağaç dallarını eğerek rüzgârın dinmesini bekler.
Su kıvrılarak yoluna devam eder.
İnsan da esneyebildiği ölçüde hedefine giden yolda kalır.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Eğitiminde Başarı Stratejilerini, Esneklik ve Yöntem Çeşitliliği konularını anlatır.
***
İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur.
***
Yorumlar
Yorum Gönder