Güneş, turuncu ve pembenin en güzel tonlarıyla yavaş yavaş batıyordu. Aytaç ailesi, akşam yemeğine davetlilerdi. Yola çıkacakları saat geçmesine rağmen küçük oğulları Emrah’ı ikna edemiyorlardı. Elindeki tableti bırakmamak için yine çığlık çığlığa ağlamıştı. Aile çaresizce artık bir uzvu haline gelen tableti elindeyken üzerini giydirmeye çalıştı, bir yandan da sakinleşmesi için uğraştılar. Sonunda üzerini giydirmeyi başardılar ama epeyce geç kalmışlardı. Yaklaşık bir saatlik çaba sonunda arabaya binebilmişlerdi. Emrah arka koltuğa yerleşir yerleşmez tabletine yeniden gömülmüştü. Annesi, dikiz aynasından Emrah’a bakınca gözündeki yaşın kuramadığını fark etti. O an bebekliği geldi aklına. Ateşlenmesi, gazı nedeniyle ağlamaları ama bu ağlaması onlar gibi değildi. Annenin içine bir acı oturdu, tam geçmişe dalmıştı ki eşinin ‘’geldiiiik!’’ demesiyle irkildi. Geç de olsa gidecekleri yere ulaşmışlardı. Her zamanki gibi Emrah tabletine öyle dalmıştı ki babasının; ‘’Hadi geldik iniyoruz’’ cümlesini zor duymuştu. Neden ona ulaşmak bu kadar zordu? Bu ne kadar devam edecekti?
Bir Şeylere Yeter Deme Vakti Gelmemiş Miydi?
Aile dostları kapıda heyecanla onları bekliyordu ama arabadan inmeleri de kolay olmamıştı. Babası, Emrah’ın kapısını açtı ve gözünü tabletinden ayırmadan yürüyen küçük beye eşlik etti. Masaya kadar götürüp oturttular. Emrah, bambaşka dünyalardaydı.
Bütün akşam hiçbir şey konuşmadan bir köşede büyüklerinin tabiriyle ‘uslu uslu’ tableti ile vakit geçirdi. Konuşmuyordu çünkü bütün konuşma hakkını elindeki cihazda tüketmişti. Okula da bu yüzden uyum sağlayamamıştı. Tablet götürmek yasak olduğu için okula da gitmek istemiyordu. Her gün aynı sorunlar yaşanıyordu. Kafasında bir sürü soru dönmeye başladı…
- Tabletsiz yemek yiyemeyecek miydi?
- Tabletin şarjı bitince deliye dönüp bağırmalar ne zaman sona erecekti?
- Oyunda istediği bölümü geçemeyince yaşadığı sinir krizleri bitecek miydi?
- Oyuna kendini kaptırıp tabletin camına sert sert vurmalar, daha da olmayınca kaldırıp duvara atmalar yetmemiş miydi?
- Bu böyle sürüp gidiyordu, ta ki o güne kadar...
İnsan çözümü göremediği yerde sabredemiyordu…
Babanın o gün işleri kötü gitmişti, eve gidip kafasını toplamak istiyordu. Ama eve geldiğinde, annesinin “yeter artık” deyip tableti almasından dolayı sinir krizi geçiren Emrah’ı gördü. Annesi, Emrah’ın başında onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Babası ilk defa bu kadar gergindi, Emrah’ın kollarından kuvvetlice sıkarak “derdin ne senin!” diye bağırdı. Babası oğlunun “Nefret ediyorum sizden, yaşamak istemiyorum” cümlesini duyunca dehşete kapıldı. Bir çocuk nasıl olur da bir tablet için yaşamaktan vazgeçer diye düşündü…
Baba, kendini toparlayıp konuşmaya çalıştı. Doğru cümleleri bulmaya çalışıyordu, ilk defa kendini bu kadar çaresiz hissetmişti. ‘Oğlum elinde her imkân var neden mutlu değilsin?’ diyebilmişti sadece. Cevabı kendisinin de bilmediği bir soruyu sormuştu, dolayısıyla cevap alamayacağını da biliyordu ama elinden başka bir şey gelmemişti.
Her imkân mutluluk getirir miydi?
Bu durumun bu şekilde devam edemeyeceğini anlamışlardı. O gün anne ve baba bütün gece gözlerini kırpmadan öylece oturdular. Sabah olmak üzereydi, güneşin yükseldikçe yavaş yavaş etrafındaki kızıllıkların azalmaya başladığı anı seyrettiler. Yaşadıkları çaresizlikten de böyle çıkabilmeyi umut ederek yepyeni bir güne başladılar.
Baba iş yerinde daha önce dinlediği o gün çok da hakkını veremediği seminer konularına farklı bir gözle bakmaya başladı, insanın yetki ve sorumluluğuyla ilgili çok işine yarayacak bilgiler verilmişti aslında. Bu evladın da sorumluluğu bende ama nerede yanlış yaptım, nerede yanlış yapıyoruz diye sordu eşine… Bu soruyu ilk defa bu kadar farkındalıkla sormuşlardı.
İletişimin gerçeklerini insana anlatan Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, insan ilişki ve iletişimini insanı yetiştirmek üzere kurar, peki nerelerde yanılır? Bir bağımlılık nasıl başlar, nasıl toparlanır?
***
İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur.
***
Yorumlar
Teknoloji güzel ama aşırısı zarar veriyor..
Herşeyin aşırısı zarar..
Anne sevgisinin fazlası da çocuklarımızı şımartmıyor mu?
Faydalı ve farkettiren yazı için çook teşekkürler
Farkında olamadığımız şeyler hep olacak. Bu yüzden farkındalık oluşturan bilgiler insanı dününden daha iyi yapıyor. Tecrübe edecek ve öğreneceğiz. Farkında olacağız.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi benim için güzel bir farkındalık oluşturdu.
Bugünüm dünümden daha güzel. Teşekkür ederim.
İnsanın kendisine dürüst bir bakış açısıyla bakması için yeni pencereler açtığınız atölyelerden ihtiyacı olan herkesin faydalanabilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Emeğinize sağlık...
Yorum Gönder