Ana içeriğe atla

Adı: Alışveriş, Soyadı: Boşluk

Adı: Alışveriş, Soyadı: Boşluk

Hafta sonunun rehaveti hâlâ üzerindeydi. Alarm çoktan çalmış, defalarca ertelenmiş ve sonunda adeta pes etmişti. Yatmaktan beli ağrımıştı. Pozisyonunu değiştirirken eli yastığının altındaki telefonuna uzandı. Aylin’in sabah rutini her zamanki gibiydi: Önce mesajlarını kontrol eder, ardından alışveriş sitelerinde gezinmeye başlardı. Onun için dinlenmek tam olarak buydu.

Aylin, maaşını alır almaz çevrim içi alışveriş sitelerine girer, ihtiyacı olsun olmasın birçok şey sipariş ederdi. Kargolar geldikçe heyecanlanır, birkaç gün boyunca yeni kıyafetleri ve aksesuarlarıyla mutlu olurdu. Ancak bu mutluluk kısa sürer, yerini yeniden bir “eksiklik” duygusu alırdı.

Dolabı, hiç giymediği ayakkabılar ve etiketi hâlâ üzerinde olan elbiselerle dolmaya başlamıştı. Yine de her seferinde kendine, “Bu sefer mutluluğu bulacağım.” diyerek alışverişe devam ediyordu.

O sabah da elinde telefon, yatağından kalkmadan bir o yana bir bu yana dönüyor, sepetine yeni ürünler ekliyordu. Derken bir anda internet bağlantısı kesildi. Ne siteye girebildi ne de sipariş verebildi. “Of ya, paketim de yarın yenilenecek. Ne yapacağım şimdi ben?” diye söylenerek yatağından kalktı. Hızlı bir kahvaltı sonrası evin içinde dönüp durdu ne yapacağını bilemedi, canı çok sıkılıyordu. İçinden bir ses, “Dolabını düzenlemenin tam zamanı.” diyordu. “Neden olmasın? İnternet yok, yapacak başka bir şey de yok.” diye düşündü ve sonunda dolabını düzenlemeye başladı.

“Buralara ne zamandır elimi sürmemişim.” diye yakınırken, tozlu bir kutunun içinde çocukluğundan kalma bir defter buldu. Gelecek ile ilgili kurduğu hayallerin olduğu kendi çizimleri ve küçük şiirleri vardı. Derken gözü eski gitarına takıldı. Lise yıllarında severek çalardı, üniversiteyle birlikte bir köşede unutulmuştu. Can sıkıntısından gitarını akort etmeye başladı. Parmakları paslanmıştı belki ama uzun zamandır ilk kez bu kadar hafif hissediyordu.

“Eskiden daha mutluydum sanki… O zamanlar bu kadar eşyam da yoktu.” diye geçirdi içinden. Ve o gün Aylin, hayatında bir değişiklik yapmaya karar verdi. Kendisine eskiden keyif veren şeylere yeniden zaman ayıracaktı.

Günler geçtikçe, sabah kahvesini eski kupasında içmek, dolabındaki kıyafetlerle yeni kombinler yapmak Aylin’i gerçekten mutlu etmeye başladı. Bu arada yazı yazmaya ve resim çizmeye de dönmüştü. Evde artık internet kesintisi pek olmuyordu ama, Aylin o günden sonra elindekilerin değerini bilmenin verdiği huzurla yeni bir şeyler almayı canı istemiyordu.

Çünkü sonunda anlamıştı: Mutluluk, dışarıda bir yerlerde değilmiş. Sürekli bir şeyler satın alarak daha mutlu olmak mümkün değilmiş. Asıl mesele, sahip olduklarının kıymetini bilip, onları değerlendirip, yeni şeyler üretmekmiş…

***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeter Ki Pes Etme

Yeter Ki Pes Etme Masmavi gözlerinin kenarları ağlamaktan kırmızıya döndü. Küçük kız güle oynaya indiği merdivenleri dizleri yara içinde yukarı çıktı. Annesi o halini görünce şok oldu. “Noldu Yaren sana?” diyebildi sadece.  “Bisikletten düştüm annecim. Canım çok acıyor.” der demez kapının önünde yığılıverdi.  Annesi telaşla ambulansı aradı. Ambulans geldiğinde Yaren çoktan kendine gelmişti. Sağlık memuru ona sorular sorup muayene etti. Ambulansın sedyesine yattığında ürkek bir kedi gibi etrafı izliyordu. Daha önce hiç bulunmadığı bir yerde tedirgindi. Sağlık memuru ona gülümseyerek konuşuyor ve yapacağı her adımda bilgi veriyordu. Böylece biraz olsun rahatladı.  Yol boyu ilerlerken iki damla yaş o masmavi gözlerden süzülüverdi. Ağlarken kendi kendine söylendi. Yaren: “Of yaa, bir daha binmicem!” Sağlık memuru: “Neye binmiceksin?” Yaren: “Bisiklete bir daha binmicem.” Sağlık memuru: “Neden binmeyesin ki, herkes bisikletten düşebilir. Biliyor musun şu yaşımda düştüm ben...

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor!

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor! Bir yılı daha uğurlamanın arifesindeyiz... Bazen insan beş dakikaya sabredemezken 365 gün 6 saatin yeniden geride kalması inanılmaz, değil mi? Daha dün elimizde makasla tutkal vardı ve sevdiklerimize yeni yıl kartı tasarlıyorduk. Makyaj pamuğundan kar yapıp yapıştırıyorduk. Karttan çok yüzümüze gözümüze bulaşan simler yıkamakla çıkmaz ve günlerce pırıl pırıl gezerdik. Bazı kartları postaneden yakınlarımıza gönderirdik. Bunun için kuyruk bekler, heyecan duyardık. Kartı teslim alan tanıdıklar, o acemi tasarımlarımıza hayran kalmış gibi yapardı. Sıra arkadaşımız, kartımızla dalga geçmiş bile olabilirdi ama biz övgülere inanmak isterdik. ‘HOŞ GELDİN Bin dokuz yüz… iki bin bilmem kaç...’’ Bunun gibi her yıl birçok senenin rakamları o kartları süslerdi. Yetişkin olunca kart tasarımları son bulur ama bu dönemlerde yaşanan bazı hisler hala ortaktır. Çoğu insan muhabirlerin uzattığı mikrofonlara benzer beyanlarda bulunur. Geçen yıla biraz sitem, gel...

Sporla Yeniden

Sporla Yeniden Ayşe bir süredir yataktan hiç bu kadar dinç kalkmamıştı. Bir hafta önce başladığı spor ne de iyi gelmişti. Gözlerini açınca içine, derin bir nefes çekip, bir kez daha şükür etti. Oysa spora başladığı ilk günler ne çok kas ağrısı çekmişti. İlk günler, çok sancılı geçmişti. Bacakları, kolları uzun süredir spor yapmadığı için, yaptığı ilk sporla hamlamıştı. Bu yüzden yürümekte bile zorlanıyordu. Ama önemli değildi, biliyordu ki sonu güzel olacaktı.  "İyi olan şeylerin başında bir miktar acı ve zorlanma olurdu." Sabredince sonunun güzel olacağının bilincindeydi. Hem istediği fiziksel görünüme kavuşacak hem de burada başlattığı hareket ile hayatına bereket katacaktı. Bu yüzden hem sabırlı ydı hem ümitli . Kimi zaman sabahın erken saatlerinde kalkıp esneme ve hareketler ile gününü bereketlendirdi. Kimi zaman gün içinde yaptığı yürüyüşler ve yüzmeyi de buna ekledi. Erken kalkıp, sporunu yapıyor, ılık bir duştan sonra daha önce hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kend...