Ana içeriğe atla

Kendime Mektup

Kendime Mektup

Sevgili 50 Yaşındaki Ben,

Bazen çabaladığın halde işler istediğin gibi gitmeyecek. O an yaşadığın üzüntü, hayal kırıklığı ya da zorluk sana olumsuz hissettirecek. “Nerede hata yaptım” diye soracaksın. Bazen hataların olacak bunun olumsuz sonuçlarını alacaksın. Bazen elinden geleni yapacaksın ama istediğin gibi olmayacak. Hayat alacağın olumlu sonucu, senin lehine erteleyecek. Ama her ikisinde de bir yanıt vereceksin. Asıl sonucu olumlu ya da olumsuz yapan ise verdiğin bu yanıt olacak. Bu yanıtı verirken, sana o sonucu verenin hep senden yana olduğunu unutma. 

Niyetini hep taze tut. Bazen sonuçlar istediğin gibi  olur, bazen ise beklemediğin şekilde olur... Ama ne yaşarsan yaşa, ana amacını asla unutma. Yol ne kadar yokuş olsa da, bir düzlüğe varacak unutma. Niyetini rehber, sabrı yolunda azık yap kendine. Yaptığın her şey, sabrettiğin her durum, gözünden akan her damla bile, seni asıl amacına yaklaştırsın. Geri dönüp baktığında, “Ne yaptıysam beni oraya götürdü” diyebil.

Her An...

Kuyuda gibi hissettiğin anda bile, seni gözetenin orada olduğunu bil. Her şeyin ona biraz daha yaklaşman için olduğunu unutma. O, izin verir de yaş alırsan “iyi ki böyle olmuş” diye şükretmeyi unutma. Sana verilenler için şükret ama en çok da sana verilmeyenler için şükret. Onların belki seni korumak, belki de seni daha güzel olana yöneltmek için verilmediğini hatırla. Her sonucun, imtihanla geldiğini hatırla. Öyle ki bazen kaybederken kazanır, bazen kazanırken kaybedersin. O sonucu sana veren seni senden daha çok seviyor, unutma. 

Sonuçlar değişir, insanlar değişir, sen değişirsin… Ama “O” değişmez. Ne olursa olsun, sırtını O’na yasla.

Ve 50 yaşındaki ben, umarım bu satırları okurken gülümsersin. Bil ki o zaman O’na yakışan bir şekilde yol yürümüşsün demektir.

***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***


Yorumlar

EMEL ARMAĞAN dedi ki…
Bu hayatta sonuç odaklı davranmamanın, sebeplere sarılmanın çok faydasını gördüm. Sonuç peşinde olmak, insanı üzüyor ve yıpratıyor. Akışta ve teslimiyette olmak ise huzur veriyor.
Adsız dedi ki…
Ve yüzündeki tebessüm değil endişe olursa yine pes etme. Kaldığın yerden amacın için çabalamaya devam et🌸
İlknur M dedi ki…
Insan içinde bulunduğu şeyin hic gecmeyecegini sanıyor. Nasılda yanılıyoruz. Yıllar sonra geriye baktığımızda neler bıraktık neler alldik heybemize. Verilen yada verilmeyen herseye şükür diyebilmek Ne kıymetli. Her cümlesi çok kıymetli bir yazi olmuş kaleminize sağlık.
Gönül Kılıç dedi ki…
Sonuç değerlendirmesi yapabilmek ne kadar kıymetli ve ümitvar olmak vazgeçmeden devam edebilmek. Niyetini taze tutmak... Her detay özenle yazılmış Emeğinize sağlık 💐
Emel A dedi ki…
Ve sen hep şükredenlerden ol... Huzurla, sabırla, teslimiyetle...
Mine dedi ki…
Elinize emeğinize sağlık🌱 Sadece 50 yaşında değil, bir ömür hatırlamamız gerekenler...
Adsız dedi ki…
Ne güzel niyet ve mektup. Herşeyi ama herşeyi bir yere bağlamak.
asya34 dedi ki…
Geçip gittikten sonra iyiki olmamış diyebiliyoruz. O anı yaşarken bunu demek çok zor. Kolaylaştıran ise insanın Rabbini bilmesi.
Meryem Masri dedi ki…
İyi ki bizim ihtiyacımızı bizden çoook daha iyi bilen bir RABbimiz var🤲🏼 Amaç ona layık kullar olmak inşaALLAH 🌸🌸 Kaleminize sağlık umut veren bir yazı olmuş🌱

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sporla Yeniden

Sporla Yeniden Ayşe bir süredir yataktan hiç bu kadar dinç kalkmamıştı. Bir hafta önce başladığı spor ne de iyi gelmişti. Gözlerini açınca içine, derin bir nefes çekip, bir kez daha şükür etti. Oysa spora başladığı ilk günler ne çok kas ağrısı çekmişti. İlk günler, çok sancılı geçmişti. Bacakları, kolları uzun süredir spor yapmadığı için, yaptığı ilk sporla hamlamıştı. Bu yüzden yürümekte bile zorlanıyordu. Ama önemli değildi, biliyordu ki sonu güzel olacaktı.  "İyi olan şeylerin başında bir miktar acı ve zorlanma olurdu." Sabredince sonunun güzel olacağının bilincindeydi. Hem istediği fiziksel görünüme kavuşacak hem de burada başlattığı hareket ile hayatına bereket katacaktı. Bu yüzden hem sabırlı ydı hem ümitli . Kimi zaman sabahın erken saatlerinde kalkıp esneme ve hareketler ile gününü bereketlendirdi. Kimi zaman gün içinde yaptığı yürüyüşler ve yüzmeyi de buna ekledi. Erken kalkıp, sporunu yapıyor, ılık bir duştan sonra daha önce hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kend...

Haftada İki Saat Spor İşe Yarar Mı?

Haftada İki Saat Spor İşe Yarar Mı? “ Egzersiz hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye bir soru sorsak, sizce cevaplar nasıl olurdu? Çoğunluk, egzersizin faydalarından bahseder, yapılması gerektiğini savunur. Yani “Neden yapmalıyız?” diye sorduğumuzda, çoğu kişi bunun iyi bir şey olduğunda hemfikirdir. Ama işin aslına bakarsak, bu söylemler çoğunlukla teoride kalır. Egzersizle gerçekten ilgilenenlerin sayısı oldukça azdır. Bu kadar iyi bir şeyse yaşam rutinimizde egzersize pay ayırmıyor olmamız garip değil mi? Alışveriş, yemek, eğlence gibi, sonunda keyif alacağımız bir şey söz konusu olduğunda, zaman ayırmakta zorlanmayız. Yol gitmek, efor sarf etmek gözümüze batmaz. Ama konu sağlığımız için harekete geçmek olunca, aynı hevesi gösteriyor muyuz? "Zamanım yok... Çok yoğunum... Yorgun hissediyorum... Bütçem yok... Yürüyecek yer yok... Düzgün salon yok... Hem zaten haftada iki saat egzersiz ne işe yarar ki?" Yapmak istemediğimiz bir şey için bahane üretmek hiç zor değil.  Uyku saatler...

Erteleme Şimdi Yap

Erteleme Şimdi Yap Gün çoktan aydınlanmış ortalık hareketlenmişti. Kuşlar sabah konserlerini vermeye başlamışlardı. Görünmüyorlardı ama koro halinde ötüşüyorlardı. “Yine geciktim” diye söylendi Gonca “şu alarmı ertelemesem olmaz mı acaba?” “Azıcık daha uyusam” diye alarmı erteler sonra da apar topar kalkardı.  Yetişebileceğim işleri yetiştiremiyorum. Ne zaman şöyle bir "oh be yetiştim" diyeceğim acaba? "Yine geldiler beni bekliyorlar. Neden bekleten taraftayım?"  diye söylendi, alelacele çıktı evden. Bu günlerde bunları düşünürken buluyordu kendini. Öyle böyle servise yetişti, bazen kaçırdığı da oluyordu.  Ertele-me... Bu defa beş dakika daha erken geldi. İşleri dünden bugüne sarkmıştı, önceki günden de düne sarkan işler vardı. Zaten iyice alışmıştı geciktirmeye ve her defasında sarkan işleri daha fazla oluyordu. Buna bir çözüm bulmalı, nasıl yapabilirim? Diye düşündü. “Bu işler iyice birikti yardım alsam da yine birikiyor.” Dedi kendi kendine. Gonca, neyi doğru yap...