Sihirli Anahtar Cesaret İnsanoğlu bu, şaşar beşer… Doğru olanı yapmaya çalışır ama bazen öyle bir noktaya gelir ki…. Gücü yetmez, ne yapacağını bilemez ve asla yapmam dediği şeyleri yaparken buluverir kendini… Aslı için de öyle günlerden biriydi. Ona verilen işi yetiştirmesi gereken tarihte tamamlayamamıştı. Az sonra Genel Müdüre konu ile ilgili raporlama yapması gerekiyordu ama daha işin yarısında bile değildi. Ne diyecekti? Ne yapacaktı? Kendini çok çaresiz hissediyordu. Doğruyu söyleyecek cesareti yoktu. Ne yapacağı konusunda yaşadığı kararsızlık da cabasıydı… Cesaretsizlik, net olmamak insanı ne kadar da yoruyordu. Yalan söylese kimseye yakıştırmadığı, eleştirdiği bir şeyi kendisi yapmış olacaktı. Bu olacak iş değildi. Bunu yapmamak üzere oturttuğu bir yaşam stili vardı. Ama durumu çarpıtarak anlatmaktan başka çözüm göremiyordu. Yalan söylemeden bu işin içinden çıkabilecek gibi durmuyordu. “Yalana mecburum, başka yolu mu var?” diyordu içinde...
Kendime Mektup Sevgili 50 Yaşındaki Ben, Bazen çabaladığın halde işler istediğin gibi gitmeyecek. O an yaşadığın üzüntü, hayal kırıklığı ya da zorluk sana olumsuz hissettirecek. “Nerede hata yaptım” diye soracaksın. Bazen hataların olacak bunun olumsuz sonuçlarını alacaksın. Bazen elinden geleni yapacaksın ama istediğin gibi olmayacak. Hayat alacağın olumlu sonucu, senin lehine erteleyecek. Ama her ikisinde de bir yanıt vereceksin. Asıl sonucu olumlu ya da olumsuz yapan ise verdiğin bu yanıt olacak. Bu yanıtı verirken, sana o sonucu verenin hep senden yana olduğunu unutma. Niyetini hep taze tut. Bazen sonuçlar istediğin gibi olur, bazen ise beklemediğin şekilde olur... Ama ne yaşarsan yaşa, ana amacını asla unutma. Yol ne kadar yokuş olsa da, bir düzlüğe varacak unutma. Niyetini rehber, sabrı yolunda azık yap kendine. Yaptığın her şey, sabrettiğin her durum, gözünden akan her damla bile, seni asıl amacına yaklaştırsın. Geri dönüp baktığında, “Ne yaptıysam beni oraya götürdü...