Ana içeriğe atla

Dönüşüm Yolculuğu

Dönüşüm Yolculuğu

O gece Elif’in tüm dünyası değişti. Vücudunda bir kitle fark etmesiyle, ertesi gün hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Doktor doktor dolaştı ve hepsi sanki sözleşmiş gibi aynı şeyi söylüyordu: Ameliyat, o bölgenin alınması, kemoterapi, ışın tedavisi, bir yığın ilaç... Etrafındaki herkes de doktorları destekliyordu.

Ancak Elif’in içinde bir ses, “Bu işin başka bir çözümü olmalı,” diyordu. Okuduğu bir makalede, “Hayatta herkesin problemi vardır, problemsiz hiçbir canlı yoktur. Fakat problemlerin birden fazla da çözümü vardır.” diyordu. Bu cümle, Elif’in aklından çıkmadı.

Evet, başka bir çözüm arıyordu. Araştırmaları sonucunda, önerilen tedavi yöntemlerinin faydalarının yanında ciddi zararları olduğunu da gördü. Elif, bu zararları göze alamıyordu. Derken, karşısına İngiltere'de benzer bir hastalığa yakalanmış ve iyileşmiş birinin haberi çıktı. Bu kişinin internet sayfasını incelediğinde, içinde adeta bir güneş doğdu. Çözüm, binlerce kilometre öteden gelmişti ve bu onu çok şaşırtmıştı. Şu anda tüm gücünü oradan alıyor gibiydi. İlk yapması gereken şeyin, tüm yaşantısını “gerçeğe” uyumlandırmak olduğunu fark etti.

  • Güneşle birlikte uyanmak.
  • Spor yapmak.
  • Beslenme dengesine dikkat etmek.
  • Uyku kalitesinin değişimi... 

Hepsi yavaş yavaş hayatında bir döngü hâline gelmeye başlamıştı. Gerçeğe uyumlanmak, Elif’e mutluluk da veriyordu. Hatta neredeyse eskisinden daha mutluydu.

Elif uzun bir iş hayatı geçirmişti. Hep spor yapmayı, en azından yürüyüşe çıkmayı istiyordu ama yoğun iş temposu buna izin vermemişti. Sürekli ertelemek zorunda kalmıştı. Bir arkadaşı ona şöyle demişti:

“Bak gördün mü, ertelenen her şey büyüyor. Hayatımızda neyi yapmak istiyorsak, gerçeğe uyumlu bir şekilde hemen yapmalı ve hayatımıza geçirmeliyiz. Geç olmadan... Çünkü yarınlar, bu anlardan oluşuyor.” Ardından, katıldığı bir seminerden bahsetti. Bu seminerlerin Elif’e bu süreçte çok iyi geleceğini, onu daha mutlu bir bireye dönüştüreceğini söyledi.

Elif’in hayatında zaten birçok şey olumlu anlamda değişmişti. Hiç tahmin edemeyeceği bir dönüşüm yolculuğuna girmişti. Bir de yeni bir ortam ve kazanacağı yeni bilgiler de ona çok iyi gelebilirdi. Elif, bu kararı ile hayatında yeni bir sayfa açmaya niyet etti…

***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***

Yorumlar

Gönül Kılıç dedi ki…
Gerçeğe uyumlu olabilmek dileğiyle... Ne güzel öneriler teşekkürler 🌸🌿
Zeytun dedi ki…
Ümit veren bir yazı olmuş❤️🌟
Özge dedi ki…
Ertelemek hep ertelemek ve her şeye gecikmiş olarak hep bir şeylere yetişmeye çalışmak istemiyorsa insan sonunu, şu anda yapabildiği o küçük miktar, bundan da olur mu hiç dediği şeye, burun kıvırmadan yapmalı. Yapmalı ki o azıcıklar biriksin ve birde baksın ki yol alıyor işte.
Gönül dedi ki…
Güneşle birlikte uyanmak.
Spor yapmak.
Beslenme dengesine dikkat etmek.
Uyku kalitesinin değişimi... Gerçek Ölçülerle Dönüşüm başlasın... Teşekkürler :)
Adsız dedi ki…
Formül belli :) Hızlıca harekete geçmek nasip olsun 🌷
S.O. dedi ki…
Ah o arkadaşlar iyiki varlar…
Burcu dedi ki…
Harikaa..Dönüşüm yolculuğu sağlıklı huzurlu mutlu olmak isteyen herkese nasip olsun inşallah
Ayşe Baysal dedi ki…
Yaşamın gerçeklerine uyumlanmak ertlelememek ve insana getirdiği mutluluk iyilik nekadar güzel, emeğinize sağlık.
Adsız dedi ki…
Hayatımızın gerçeklerini fark edebilenlerden olmak ..ahh ne kadar da zor…
Mine dedi ki…
Gerçeğe uyumlu çözümler bulabilmek dileğiyle... Emeğinize sağlık🌱

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeter Ki Pes Etme

Yeter Ki Pes Etme Masmavi gözlerinin kenarları ağlamaktan kırmızıya döndü. Küçük kız güle oynaya indiği merdivenleri dizleri yara içinde yukarı çıktı. Annesi o halini görünce şok oldu. “Noldu Yaren sana?” diyebildi sadece.  “Bisikletten düştüm annecim. Canım çok acıyor.” der demez kapının önünde yığılıverdi.  Annesi telaşla ambulansı aradı. Ambulans geldiğinde Yaren çoktan kendine gelmişti. Sağlık memuru ona sorular sorup muayene etti. Ambulansın sedyesine yattığında ürkek bir kedi gibi etrafı izliyordu. Daha önce hiç bulunmadığı bir yerde tedirgindi. Sağlık memuru ona gülümseyerek konuşuyor ve yapacağı her adımda bilgi veriyordu. Böylece biraz olsun rahatladı.  Yol boyu ilerlerken iki damla yaş o masmavi gözlerden süzülüverdi. Ağlarken kendi kendine söylendi. Yaren: “Of yaa, bir daha binmicem!” Sağlık memuru: “Neye binmiceksin?” Yaren: “Bisiklete bir daha binmicem.” Sağlık memuru: “Neden binmeyesin ki, herkes bisikletten düşebilir. Biliyor musun şu yaşımda düştüm ben...

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor!

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor! Bir yılı daha uğurlamanın arifesindeyiz... Bazen insan beş dakikaya sabredemezken 365 gün 6 saatin yeniden geride kalması inanılmaz, değil mi? Daha dün elimizde makasla tutkal vardı ve sevdiklerimize yeni yıl kartı tasarlıyorduk. Makyaj pamuğundan kar yapıp yapıştırıyorduk. Karttan çok yüzümüze gözümüze bulaşan simler yıkamakla çıkmaz ve günlerce pırıl pırıl gezerdik. Bazı kartları postaneden yakınlarımıza gönderirdik. Bunun için kuyruk bekler, heyecan duyardık. Kartı teslim alan tanıdıklar, o acemi tasarımlarımıza hayran kalmış gibi yapardı. Sıra arkadaşımız, kartımızla dalga geçmiş bile olabilirdi ama biz övgülere inanmak isterdik. ‘HOŞ GELDİN Bin dokuz yüz… iki bin bilmem kaç...’’ Bunun gibi her yıl birçok senenin rakamları o kartları süslerdi. Yetişkin olunca kart tasarımları son bulur ama bu dönemlerde yaşanan bazı hisler hala ortaktır. Çoğu insan muhabirlerin uzattığı mikrofonlara benzer beyanlarda bulunur. Geçen yıla biraz sitem, gel...

Sporla Yeniden

Sporla Yeniden Ayşe bir süredir yataktan hiç bu kadar dinç kalkmamıştı. Bir hafta önce başladığı spor ne de iyi gelmişti. Gözlerini açınca içine, derin bir nefes çekip, bir kez daha şükür etti. Oysa spora başladığı ilk günler ne çok kas ağrısı çekmişti. İlk günler, çok sancılı geçmişti. Bacakları, kolları uzun süredir spor yapmadığı için, yaptığı ilk sporla hamlamıştı. Bu yüzden yürümekte bile zorlanıyordu. Ama önemli değildi, biliyordu ki sonu güzel olacaktı.  "İyi olan şeylerin başında bir miktar acı ve zorlanma olurdu." Sabredince sonunun güzel olacağının bilincindeydi. Hem istediği fiziksel görünüme kavuşacak hem de burada başlattığı hareket ile hayatına bereket katacaktı. Bu yüzden hem sabırlı ydı hem ümitli . Kimi zaman sabahın erken saatlerinde kalkıp esneme ve hareketler ile gününü bereketlendirdi. Kimi zaman gün içinde yaptığı yürüyüşler ve yüzmeyi de buna ekledi. Erken kalkıp, sporunu yapıyor, ılık bir duştan sonra daha önce hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kend...