Ana içeriğe atla

Erteleme Şimdi Yap

Erteleme Şimdi Yap

Gün çoktan aydınlanmış ortalık hareketlenmişti. Kuşlar sabah konserlerini vermeye başlamışlardı. Görünmüyorlardı ama koro halinde ötüşüyorlardı. “Yine geciktim” diye söylendi Gonca “şu alarmı ertelemesem olmaz mı acaba?” “Azıcık daha uyusam” diye alarmı erteler sonra da apar topar kalkardı. 

Yetişebileceğim işleri yetiştiremiyorum. Ne zaman şöyle bir "oh be yetiştim" diyeceğim acaba? "Yine geldiler beni bekliyorlar. Neden bekleten taraftayım?"  diye söylendi, alelacele çıktı evden. Bu günlerde bunları düşünürken buluyordu kendini. Öyle böyle servise yetişti, bazen kaçırdığı da oluyordu. 

Erteleme

Ertele-me...

Bu defa beş dakika daha erken geldi. İşleri dünden bugüne sarkmıştı, önceki günden de düne sarkan işler vardı. Zaten iyice alışmıştı geciktirmeye ve her defasında sarkan işleri daha fazla oluyordu. Buna bir çözüm bulmalı, nasıl yapabilirim? Diye düşündü. “Bu işler iyice birikti yardım alsam da yine birikiyor.” Dedi kendi kendine.

Gonca, neyi doğru yapıp,neyi yanlış yaptığını düşünmeye başladı. “Erteliyor olabilir miyim?” Veya “o iş kolay beş dakika da yaparım nasılsa” deyip yapmadıklarım mı birikiyor?  

“Ne yapsam işler birikiyor.” Diye düşündü... Bazen de “Yap yap bitmez, en iyisi at kendini dışarı” deyip çıkıyordu evden. Hedefine giderken yoldan sapmalar, insanın dikkatini dağıtıyordu aslında... Belki de azıcık kendini disipline etse işleri daha kolaylaşacaktı.

“Nasılsa yetiştiririm” diye düşünüp bıraktığı dosyaların günü gelmişti. Dosyalar hazır olmadığı için, sözünde duramamanın mahcubiyetini yaşadı ve sunumunu yapamadığı için, şirket olarak işi alamamışlardı... Oysa,  her zaman etrafına fayda veren olmayı isterdi... 

Bir mazereti de yoktu “Yarından tezi yok başlamalıyım” diye geçirdi içinden. Sonra içinden bir ses “yarın değil bugün başlamalısın.” dedi Kapattığı dosyayı açtı “bir sayfada olsa başlamalıyım.” Kendine bir not yazdı “erteleme şimdi yap”.

O sırada arkadaşları güle oynaya yanına yaklaştılar. “Hadi Gonca bu akşam bizde toplanıyoruz. Nasılsa sen gelirsin diye sana haber vermedik, geliyorsun değil mi?” 

Gonca önce bir “evet” diyecek oldu, sonra kendine verdiği söz aklına geldi. Zor da olsa “bu akşamlık gelemeyeceğim” diyebildi. İçinde bir rahatlama hissetti. Garipti hem gitmiyordu, hem iyi hissediyordu. 

Kendisine not defteri aldı ve yapılacak işleri sıralamaya koydu.  Notlarına yazdı “yapılacak işler listesi” ve her biri bitirdikçe işaretledi. Elbette vazgeçmeden devam ederse, artık zamanını daha iyi yönetebilecekti.

Sabah erken kalkabilmek için akşamları da erken yatıyordu artık. Birikmiş işlerini epey düzene sokmuştu. Onlar düzenlendikçe hayatı da düzene giriyordu...

***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Günümüzün en önde gelen sorunlarından birisi yetisememek. Yapılacak çok iş var vakit yetmiyor diyoruz. Oysa öncelik ve onemlilik siralamasiyla bir plan yaparak ŞİMDİ YAP sloganı her şeyi yoluna koyabilir. Teşekkürler.
Seles dedi ki…
Ah erteleme hastalığı ah...hafife alınmadan "hemen başlayarak ve planlama ile" tedavi edilmeli..tıpkı yazıda anlatılmak istenilen gibi...ellerinize sağlık...
Adsız dedi ki…
Herkes için ne kadar büyük bir tuzak bu... Erteleme alışkanlığı.. Ufak bir erteleme daha büyük sorunlar doğuruyor. Ve ne kadar güzel bir çözüm yolu sunulmuş. Azıcık bile olsa hemen başla.. :))
Ayşe N. dedi ki…
Zamanın kıymetini bilen, ertelemeden ise koyulan olmak nasip olsun, teşekkürler:)
Gönül Kılıç dedi ki…
Minik bir davranış değişikliğinin etkileri ne de güzel oluyor... Emeğinize sağlık 🌸🌿
Zeynep dedi ki…
Basitte bir şey ekleyip , sürekli yapmak ,insana neler katar neleeer :)
S.O. dedi ki…
İşler seni değil de sen işleri yönetmek istemiyorsan erteleme şimdi yap…
Merve dedi ki…
Erteleme şimdi yap👏🌸
Nağme dedi ki…
İnsana zor gelse de birçok probleminin çözümü belki de ertelememek... O zaman şimdi ilk işimizi ertelemeyerek başlayalım problemlerimize çözüm aramaya...
Gökçen A. dedi ki…
Bu dünyada geri alamayacağımız tek şey zaman. O yüzden erteleme şimdi yap. Özellikle sevmediğin ama sana faydalı olan şeyleri hemen yap:)
Adsız dedi ki…
Ertelenen her iş her şey büyüyor maalesef. O işler büyürken hayallerine ulaşacağın zamanda uzuyor. Erteleme şimdi yap.
Adsız dedi ki…
İşler yetişmiyor değil, insan yeterince disipline değil. Her uyarıcı ile dağılan disiplinim değişmedikçe işler yetişmez. Suç işlerde değil yani😊
Adsız dedi ki…
Zamanı yetmemesi yetişmeye çalışmak ne kadar sitresli. Hayatın her alanını etkliyor Nekadar önemli vaktinde yapmak.
Adsız dedi ki…
Ertelememek dileğiyle… Er başlamanın bereketinin tadını bir alan bir daha bırakmak istemez … :)
Mine dedi ki…
Ertelenen iş büyüdüğü gibi bereketi de alır götürür. En iyisi hemen işe koyulmak... Ne demişler, erken kalkan yol alır :))
Adsız dedi ki…
Ertelemek insanın hayatını çıkmaza sokan bir davranış. Ne zaman şimdi yi alışkanlık haline getirebilmek için çok güzel bir yazı olmuş elinize kaleminize sağlık.
Adsız dedi ki…
Hayatı ertelemeden yaşayanlardan olmak duasıyla.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor!

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor! Bir yılı daha uğurlamanın arifesindeyiz... Bazen insan beş dakikaya sabredemezken 365 gün 6 saatin yeniden geride kalması inanılmaz, değil mi? Daha dün elimizde makasla tutkal vardı ve sevdiklerimize yeni yıl kartı tasarlıyorduk. Makyaj pamuğundan kar yapıp yapıştırıyorduk. Karttan çok yüzümüze gözümüze bulaşan simler yıkamakla çıkmaz ve günlerce pırıl pırıl gezerdik. Bazı kartları postaneden yakınlarımıza gönderirdik. Bunun için kuyruk bekler, heyecan duyardık. Kartı teslim alan tanıdıklar, o acemi tasarımlarımıza hayran kalmış gibi yapardı. Sıra arkadaşımız, kartımızla dalga geçmiş bile olabilirdi ama biz övgülere inanmak isterdik. ‘HOŞ GELDİN Bin dokuz yüz… iki bin bilmem kaç...’’ Bunun gibi her yıl birçok senenin rakamları o kartları süslerdi. Yetişkin olunca kart tasarımları son bulur ama bu dönemlerde yaşanan bazı hisler hala ortaktır. Çoğu insan muhabirlerin uzattığı mikrofonlara benzer beyanlarda bulunur. Geçen yıla biraz sitem, gel...

Haftada İki Saat Spor İşe Yarar Mı?

Haftada İki Saat Spor İşe Yarar Mı? “ Egzersiz hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye bir soru sorsak, sizce cevaplar nasıl olurdu? Çoğunluk, egzersizin faydalarından bahseder, yapılması gerektiğini savunur. Yani “Neden yapmalıyız?” diye sorduğumuzda, çoğu kişi bunun iyi bir şey olduğunda hemfikirdir. Ama işin aslına bakarsak, bu söylemler çoğunlukla teoride kalır. Egzersizle gerçekten ilgilenenlerin sayısı oldukça azdır. Bu kadar iyi bir şeyse yaşam rutinimizde egzersize pay ayırmıyor olmamız garip değil mi? Alışveriş, yemek, eğlence gibi, sonunda keyif alacağımız bir şey söz konusu olduğunda, zaman ayırmakta zorlanmayız. Yol gitmek, efor sarf etmek gözümüze batmaz. Ama konu sağlığımız için harekete geçmek olunca, aynı hevesi gösteriyor muyuz? "Zamanım yok... Çok yoğunum... Yorgun hissediyorum... Bütçem yok... Yürüyecek yer yok... Düzgün salon yok... Hem zaten haftada iki saat egzersiz ne işe yarar ki?" Yapmak istemediğimiz bir şey için bahane üretmek hiç zor değil.  Uyku saatler...

Sporla Yeniden

Sporla Yeniden Ayşe bir süredir yataktan hiç bu kadar dinç kalkmamıştı. Bir hafta önce başladığı spor ne de iyi gelmişti. Gözlerini açınca içine, derin bir nefes çekip, bir kez daha şükür etti. Oysa spora başladığı ilk günler ne çok kas ağrısı çekmişti. İlk günler, çok sancılı geçmişti. Bacakları, kolları uzun süredir spor yapmadığı için, yaptığı ilk sporla hamlamıştı. Bu yüzden yürümekte bile zorlanıyordu. Ama önemli değildi, biliyordu ki sonu güzel olacaktı.  "İyi olan şeylerin başında bir miktar acı ve zorlanma olurdu." Sabredince sonunun güzel olacağının bilincindeydi. Hem istediği fiziksel görünüme kavuşacak hem de burada başlattığı hareket ile hayatına bereket katacaktı. Bu yüzden hem sabırlı ydı hem ümitli . Kimi zaman sabahın erken saatlerinde kalkıp esneme ve hareketler ile gününü bereketlendirdi. Kimi zaman gün içinde yaptığı yürüyüşler ve yüzmeyi de buna ekledi. Erken kalkıp, sporunu yapıyor, ılık bir duştan sonra daha önce hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kend...