Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor!

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor! Bir yılı daha uğurlamanın arifesindeyiz... Bazen insan beş dakikaya sabredemezken 365 gün 6 saatin yeniden geride kalması inanılmaz, değil mi? Daha dün elimizde makasla tutkal vardı ve sevdiklerimize yeni yıl kartı tasarlıyorduk. Makyaj pamuğundan kar yapıp yapıştırıyorduk. Karttan çok yüzümüze gözümüze bulaşan simler yıkamakla çıkmaz ve günlerce pırıl pırıl gezerdik. Bazı kartları postaneden yakınlarımıza gönderirdik. Bunun için kuyruk bekler, heyecan duyardık. Kartı teslim alan tanıdıklar, o acemi tasarımlarımıza hayran kalmış gibi yapardı. Sıra arkadaşımız, kartımızla dalga geçmiş bile olabilirdi ama biz övgülere inanmak isterdik. ‘HOŞ GELDİN Bin dokuz yüz… iki bin bilmem kaç...’’ Bunun gibi her yıl birçok senenin rakamları o kartları süslerdi. Yetişkin olunca kart tasarımları son bulur ama bu dönemlerde yaşanan bazı hisler hala ortaktır. Çoğu insan muhabirlerin uzattığı mikrofonlara benzer beyanlarda bulunur. Geçen yıla biraz sitem, gel...

O’nunla Bağlan Hayata!

O’nunla Bağlan Hayata! Modern dünya insanının en büyük korkularından biri yalnız kalmak ve bağlantısızlık... İnsan bağlantı kurdukça güçlenen bir yapıda dizayn edilmişken bağ kurmamak insanı zayıf bırakır. Bilimsel araştırmalar da uzun süren yalnızlığın beyin hücrelerine iyi gelmediğini ortaya koyuyor. İlişki kurdukça kuvvetlenen beyin, ilişki kurulmadığında da körelme yaşıyor.  İnsan nasıl ilişki kurar? Çocuk sevgi, bakım gibi ihtiyaçlarını anneden alırken, anne ise sevgi ve anne olma duygusunu ondan alır. Bir karı koca aslında imkanlarını takas ederler. Bir patron ile çalışan imkanlarını takas ederler. Patron kendindeki para ile çalışanının bilgi ve zamanını takas eder.  Karşımızdaki insanla bir imkanımızı paylaşmak ve ondan bir karşılık beklemek olağan bir insan davranışıdır. Ancak en kalitelisi ondan bir karşılık beklemeden yapmaktır. Aslında bizler buna meyilli yaratıldık. Araştırmalar, gönüllülük ve karşılıksız iyilik yapma gibi davranışların beyindeki mutluluk merkezle...

Bir Daha Mı Geleceğiz Dünyaya

Bir Daha Mı Geleceğiz Dünyaya Dicle tayin le geldiği şehirde ilk iş günündeydi. Yaklaşık altı yıldır aile hekimi olarak çalışıyordu. O gün hekimlik boyunca hiç şaşırmadığı kadar şaşıracağı bir olay oldu. Muayene ettiği bir hastası kan tahlili vermişti. Kan sonuçlarını öğrenmek için yeniden yanına geldi. Sonuçlar inanılmazdı.  - “Ayşe Hanım sonuçlar harika. Kalsiyum, sodyum, iyot, demir hepsi olması gerektiği değerde. D vitamini ve B12 vitamini yüksek. Vücudunuzdaki iyi kolesterolde yüksek. Kaç yaşındaydınız?” - “Doktor Hanım ben 63 yaşındayım.” - “Bu yaşta bu değerlerin çıkması çok nadir. Kaç yıldır çalışıyorum, ilk defa sizin gibi bir hastam oldu. Açıkçası ne yapıyorsunuz, merak ettim? Takviye kullanıyor musunuz?” - “Yok hocam takviye kullanmıyorum.” - “Kullanmadığınız halde vücudunuz çok sağlıklı. Bunun için ne yapıyorsunuz?” - “Hocam ben paketli hiçbir şey yemem. Abur cubur zaten yemiyorum. Tereyağımı, peynirimi kendim yapıyorum. Sütümü organik alıyorum. Zeytini kendim ...

Anne Bi Bakar Mısın?

Anne Bi Bakar Mısın? “Kime “ anne ” denir?”  Yazması gereken kompozisyon un konusu buydu. Ödev verileli bir hayli olmuş, aklına anneyi anlatacak düzinelerce sıfat gelmiş ama bunları bir türlü düzene koyamamıştı. “Sahi kime “anne” denirdi?” Daha da ötesi “anne” olmasa ne olurdu ki? Öyle ya insan annesiz olarak da dünyaya gönderilebilirdi. Kimseye bununla ilgili bir söz verilmemişti. Böyle takdir edildiği için herkes bir anneden dünyaya geliyordu. Doğduğunda onu şefkatle sarmalayacak bir canlının kucağına bırakılıyordu.  O halde merhameti olana “anne” denebilir miydi? Cevabı kendi kendine verdi. Kesinlikle merhamet ve anne yan yana birbirine çok yakışan iki kelime idi. Bulmacanın büyük bölümünü merhamet kaplasa da yanına konulacak daha çok şey olduğu kesindi. O anne ki daha bebeklikten yavrusunu beslemeye başlıyor, ona bir şey olmasın diye elinden gelen her şeyi yapıyordu. Bu, hayvanda dahi aynı şekilde işliyordu. Bir kuş, yavrusu için koca dozere meydan okuyabiliyordu. ...

Tek Kalmak İstemiyorum

Tek Kalmak İstemiyorum Tek başına olacağı için katılmak istemediği programlar, Tek başına kalmamak için yanlış insanların hayatına dahil olmak, Tek başına alışverişe gidemediği için ertelenen ihtiyaçlar, Tek başına yemek yiyemediği için abur cuburlarla öğünü geçiştirme, Tek başına kalamadığı için çevresindekileri birlikte bir şeyler yapmaya zorlamak… Şimdi yine tek başına kalmıştı planlanan programa arkadaşları gelemediği için, yüzlerce tanımadığı insanın içinde tek başına olacaktı. Aralarında uzaktan tanıdığı ama çokta sevmediği kişiler vardı, süreç daha da zorlaşmıştı. Bir an kendini telefonuna bakarken buldu. Dikkatini dağıtacak bir şeyler izlemek birileri ile mesajlaşmak, konuşmak istiyordu. Nesrin küçüklüğünden beri çevresinde çok arkadaşı olan yalnız lığı çok sevmeyen biriydi. Korktuğu yerlerde arkadaşlarından cesaret alır, üzüldüğünde onlarla dertleşir, eğlenmek istediğinde yine onlarla bir şeyler yapmak isterdi. Kalabalık bir ailede büyüdüğü için evde tek başına kalma durumla...