Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Oğluma Mektup

Oğluma Mektup Merhaba canım oğlum 🙂 Bugün 1 yaşına girdin…  Sen daha bilmezsin ama buralarda insanlar bir şeye şaşırdığında "bir yaşıma daha girdim" derler.  Düşündüm de şaşkınlığımı gizleyemiyorum… Ben seninle birçok yaşıma girdim, çıktım … Nasıl bir insan yoktan var olup, şekil alıp, mini minnacık dünyaya gelebilir diye düşündüm… Kendi kalbimle seninkini kıyasladığımda, kalbin baş parmağım kadardı… Bir kalp bu kadar küçük olup nasıl atabilir dedim… Doğduğunda gözlerin açılmamıştı daha, bir göz görmeden nasıl annesini bilir bulur tanır dedim… Her ağladığında kucağımda sakinleşirken, annen olduğumu nasıl anladığını hep merak ettim… Nasıl koşulsuz bir sevgiydi ki bu, sen daha düşmeden hissettim tuttum… Bana bunları yaptıran neydi, kimdi?… Beni bana bıraksan yapamazdım çünkü… Her defasında hayrete düştüm… Ne emeklemeyi gösterdim ne de yürümeyi ama sen kendin zaten bunları yapabildin… Sana bunları öğreten ben değilsem, sen nasıl öğrendin? Sonra anladım ki sen bana çok şey öğret...

Dikkat YKS Açıklanmış! Sisteme Girilemiyor!

Dikkat YKS Açıklanmış! Sisteme Girilemiyor! Bilgisayara kilitlenmiş iki çift göz, sabırla ekranın açılmasını bekledi. Yoğunluktan sistem çökmüş, her şey belirsizdi. Neyse ki biraz zaman geçince ekran açıldı ve ekranı okumaya çalıştı. Bir an sonuca takılıp kaldı: “Bir yükseköğretim programına yerleşemediniz.”  Zoraki bir yutkunma ve buğulu gözlerle ekranı kapattı. Olmamış, diyebildi. Eline, kenara koyduğu kitapları aldı. Zaten kitaplarının hiçbirini kaldırmamıştı. Sınava yeniden hazırlanırım diye düşündü. O sırada yanındaki ablası konuşmaya başladı. “Ben senin çalıştığına şahit oldum. Bir yıldır hiçbir yere gitmedin, gezmedin, eğlenmedin. Elinden geleni de yapmaya çalıştın. Bugün olmadı ama seneye İnşALLAH olur. Sen çalışmaya devam et, bazen yetmez biraz daha fazlası gerekir.” Ablasıyla konuşurlarken içeri giren annesi de olumsuz sonucu duydu. Anne daha duygusal bir tepki verdi. “O kadar emek verdin olmadı ha... Ah oğlum ah, geceleri uyumadın, o uykusuzluklara kıyamam…”  Akşam ...

Underestimating The Simple

Underestimating The Simple It was a sunny winter day. The inside of the house was quite warm, but clearly, it was a winter chill outside. As she watched the chaotic traffic of Istanbul from the balcony, she drifted into her thoughts.  Everyone has their own different trials in this life. Some has health issues, some has relationship problems, some struggles with infertility, some can’t establish a good relationship with their children, and some tries to make everything in their life perfect. Being a perfectionist has been so difficult. It is a process that physically and mentally exhausted a person. Wanting to do everything perfect … Yet, humans are beings capable of making mistakes. Being a perfectionist has been a trait that Nilgün sees in herself and couldn't correct. She tries to control everything. When things get out of her control, she couldn’t tolerate anyone. She thought, "How much we try to live against our nature." It was as if when rowing against the stream, p...

İmkân mı, İmkânsızlık mı?

İmkân mı, İmkânsızlık mı? İnsan başarılı ve mutlu olmayı somut imkanlarla sağlayacağını zanneder. Evlenirken,  çocuk yetiştirirken, iş kurarken hep imkânlarını artırmaya odaklanır. Oysa o imkânı doğru şekilde kullanmak için beceriye ihtiyacı vardır. Bütün kitapları alsan da çocuğuna, onun ilgisini çekecek becerin yoksa okutamazsın. En güzel aletleri alsan mutfağına, yemek yapma becerin yoksa yapamazsın. Ticaretinde ne kadar iyi imkânların olursa olsun, ilişki kurma becerin yoksa müşterin sürekli olmayacaktır. Evlenirken her şeyimizin dört dörtlük olması evliliğimizin iyi olacağı anlamına gelmez. Bebek beklerken tamamlanan listeler bizi iyi ebeveyn yapmaz. İnsanın dışarıdan bir şeylere sahip olmaya değil, k endi becerilerini artırmaya ihtiyacı vardır... *** İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak.  Deneyimsel Tasarım Öğretisi  de insanın amacını amaç edinmiştir.  "Kim Kimdir" ,  "İlişkilerde Ustalık" ...

Yeter Ki Pes Etme

Yeter Ki Pes Etme Masmavi gözlerinin kenarları ağlamaktan kırmızıya döndü. Küçük kız güle oynaya indiği merdivenleri dizleri yara içinde yukarı çıktı. Annesi o halini görünce şok oldu. “Noldu Yaren sana?” diyebildi sadece.  “Bisikletten düştüm annecim. Canım çok acıyor.” der demez kapının önünde yığılıverdi.  Annesi telaşla ambulansı aradı. Ambulans geldiğinde Yaren çoktan kendine gelmişti. Sağlık memuru ona sorular sorup muayene etti. Ambulansın sedyesine yattığında ürkek bir kedi gibi etrafı izliyordu. Daha önce hiç bulunmadığı bir yerde tedirgindi. Sağlık memuru ona gülümseyerek konuşuyor ve yapacağı her adımda bilgi veriyordu. Böylece biraz olsun rahatladı.  Yol boyu ilerlerken iki damla yaş o masmavi gözlerden süzülüverdi. Ağlarken kendi kendine söylendi. Yaren: “Of yaa, bir daha binmicem!” Sağlık memuru: “Neye binmiceksin?” Yaren: “Bisiklete bir daha binmicem.” Sağlık memuru: “Neden binmeyesin ki, herkes bisikletten düşebilir. Biliyor musun şu yaşımda düştüm ben...