Ana içeriğe atla

Oğluma Mektup

Oğluma Mektup

Merhaba canım oğlum 🙂

Bugün 1 yaşına girdin… 

Sen daha bilmezsin ama buralarda insanlar bir şeye şaşırdığında "bir yaşıma daha girdim" derler. 

Düşündüm de şaşkınlığımı gizleyemiyorum…

Ben seninle birçok yaşıma girdim, çıktım …

Nasıl bir insan yoktan var olup, şekil alıp, mini minnacık dünyaya gelebilir diye düşündüm…

Kendi kalbimle seninkini kıyasladığımda, kalbin baş parmağım kadardı…

Bir kalp bu kadar küçük olup nasıl atabilir dedim…

Doğduğunda gözlerin açılmamıştı daha, bir göz görmeden nasıl annesini bilir bulur tanır dedim…

Her ağladığında kucağımda sakinleşirken, annen olduğumu nasıl anladığını hep merak ettim…

Nasıl koşulsuz bir sevgiydi ki bu, sen daha düşmeden hissettim tuttum…

Canım Oğlum

Bana bunları yaptıran neydi, kimdi?…

Beni bana bıraksan yapamazdım çünkü…

Her defasında hayrete düştüm…

Ne emeklemeyi gösterdim ne de yürümeyi ama sen kendin zaten bunları yapabildin…

Sana bunları öğreten ben değilsem, sen nasıl öğrendin?

Sonra anladım ki sen bana çok şey öğretiyordun aslında. Halbuki ben sana öğreteceğimi zannediyordum…


Sabretmeyi senden öğrendim…

Bir şeyi defalarca kez düşürüp, yine de sesin çıkmadığında…

Mücadele etmeyi senden öğrendim…

Merdivenden defalarca kez düşüp, yine de kalkıp tırmanmaya çalıştığında….

Takılmamayı senden öğrendim…

Her yeni gün yürüyemesen de, önemsemeyip ötekisi gün tekrar denediğinde…

Devam etmeyi senden öğrendim…

Elinden oyuncağını aldığımda ağlayıp, beş dakika sonra bana gülücükler saçtığında…

Merhameti senden öğrendim…

Sana kızmama rağmen ağlaya ağlaya da olsa, dönüp bana sarıldığında…

Şükretmeyi senden öğrendim…

Hasta olduğunda bile hiç gülmeyi bırakmadığında…

Dinamik olmayı senden öğrendim…

Her sabaha gülücüklerle ve enerji dolu uyandığında…

Mükemmel olamayacağımı senden öğrendim…

Her an ve her koşulda yakama sıkıca yapışıp, bazen bana engel olduğun için işlerim aksadığında…


Aslında hayatıma bir engel değil de ikram olduğunu anladım…

Eski ben olmayıp daha da olgunlaştığımda…


Asıl neyi anladım biliyor musun?

Küçücük bir bebek kocaman bir insandan daha koca olabilirmiş bu dünyada…

En çok da senin arkanda…

Seni yaratana…

Hayran oldum, anne olunca…

Gördüm ki insan ne kadar küçük, 

Bir küçücükten bir şeyler öğrenir her anında…


Ne de olsa "her bilenin üstünde daha iyi bir bilen vardır" bu hayatta…

Sana bir cümle bırakacaksam dünyada 

"en iyi öğrenen ve öğreten olmayı sakın bırakma" :)

Hepsinin ardındaysa…

RAB bin hep arkanda, yanında, sağında, solunda…

Bana en iyi bunu öğrettin…

Sende bunu sakın haa unutma…

***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***

Yorumlar

Ayşe N. dedi ki…
Insan minicik bir bebekten ne cok sey öğrenebiliyormus... Cok güzel bir yazı kaleminize sağlık:)
Adsız dedi ki…
O kadar kapsamlı bir yazı olmuş ki hangi satırını okusam şükran duydum ne kadar çok şeyi nasıl öğrenebilirimi içeren bir paylaşım olmuş teşekkürler.
Belgin dedi ki…
Ne güzel anlatmış. Biz hep anneler öğretir gözüyle bakarken, çocuktan öğrendiklerimiz neler gözüyle baktırdı bize. Teşekkürler.
Zeyn dedi ki…
Çok güzelmiş çok samimi... Gerçekten de birinin sorumluluğunu alıp onu yetiştirmek insanı bambaşka biri yapıyor
Emel dedi ki…
Bazı ebeveynler sadece çocuğuna yön vermeyi ve hatta bazen onların seçim haklarına müdahale etmeyi doğal görür. Oysa herkes kendinden sorumludur. Çocuğu yetiştiren ebeveynler olsa da bazen çocuk da anne babasına çok şey öğretebiliyor.
Gülşen dedi ki…
Bir annenin en sevdiği varlığı evladı😊Ne güzel bir öğrenmeye vesile olmuş👏🏻
Adsız dedi ki…
Yaa nasıl güzel bir yazı olmuş.Bir annenin oğlundan öğrenebileceği en güzel şeyler🥰
Adsız dedi ki…
Hakikaten çok samimi yazılmış, maşaALLAH
Adsız dedi ki…
Her bilenin üzerinde daha iyi bir bilen vardır :)) küçücük de olsa :)
Adsız dedi ki…
Bir annenin bu gözle süreci süzmesi bize ders niteliğinde çıkarımlar vermesi çok güzel. Teşekkür ederiz🌸
Adsız dedi ki…
Ne çok şey anlatmış satırlar. Emeğinize sağlık. Allahin yarattığı her şey bir öğretmen öğrenci olana.
Öznur dedi ki…
Çocuklara hep biz bir şeyler öğrettiğimizi zannederiz ama esasında doğdukları andan itibaren onlar bize nice nice şeyler öğretir...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeter Ki Pes Etme

Yeter Ki Pes Etme Masmavi gözlerinin kenarları ağlamaktan kırmızıya döndü. Küçük kız güle oynaya indiği merdivenleri dizleri yara içinde yukarı çıktı. Annesi o halini görünce şok oldu. “Noldu Yaren sana?” diyebildi sadece.  “Bisikletten düştüm annecim. Canım çok acıyor.” der demez kapının önünde yığılıverdi.  Annesi telaşla ambulansı aradı. Ambulans geldiğinde Yaren çoktan kendine gelmişti. Sağlık memuru ona sorular sorup muayene etti. Ambulansın sedyesine yattığında ürkek bir kedi gibi etrafı izliyordu. Daha önce hiç bulunmadığı bir yerde tedirgindi. Sağlık memuru ona gülümseyerek konuşuyor ve yapacağı her adımda bilgi veriyordu. Böylece biraz olsun rahatladı.  Yol boyu ilerlerken iki damla yaş o masmavi gözlerden süzülüverdi. Ağlarken kendi kendine söylendi. Yaren: “Of yaa, bir daha binmicem!” Sağlık memuru: “Neye binmiceksin?” Yaren: “Bisiklete bir daha binmicem.” Sağlık memuru: “Neden binmeyesin ki, herkes bisikletten düşebilir. Biliyor musun şu yaşımda düştüm ben...

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor!

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor! Bir yılı daha uğurlamanın arifesindeyiz... Bazen insan beş dakikaya sabredemezken 365 gün 6 saatin yeniden geride kalması inanılmaz, değil mi? Daha dün elimizde makasla tutkal vardı ve sevdiklerimize yeni yıl kartı tasarlıyorduk. Makyaj pamuğundan kar yapıp yapıştırıyorduk. Karttan çok yüzümüze gözümüze bulaşan simler yıkamakla çıkmaz ve günlerce pırıl pırıl gezerdik. Bazı kartları postaneden yakınlarımıza gönderirdik. Bunun için kuyruk bekler, heyecan duyardık. Kartı teslim alan tanıdıklar, o acemi tasarımlarımıza hayran kalmış gibi yapardı. Sıra arkadaşımız, kartımızla dalga geçmiş bile olabilirdi ama biz övgülere inanmak isterdik. ‘HOŞ GELDİN Bin dokuz yüz… iki bin bilmem kaç...’’ Bunun gibi her yıl birçok senenin rakamları o kartları süslerdi. Yetişkin olunca kart tasarımları son bulur ama bu dönemlerde yaşanan bazı hisler hala ortaktır. Çoğu insan muhabirlerin uzattığı mikrofonlara benzer beyanlarda bulunur. Geçen yıla biraz sitem, gel...

Sporla Yeniden

Sporla Yeniden Ayşe bir süredir yataktan hiç bu kadar dinç kalkmamıştı. Bir hafta önce başladığı spor ne de iyi gelmişti. Gözlerini açınca içine, derin bir nefes çekip, bir kez daha şükür etti. Oysa spora başladığı ilk günler ne çok kas ağrısı çekmişti. İlk günler, çok sancılı geçmişti. Bacakları, kolları uzun süredir spor yapmadığı için, yaptığı ilk sporla hamlamıştı. Bu yüzden yürümekte bile zorlanıyordu. Ama önemli değildi, biliyordu ki sonu güzel olacaktı.  "İyi olan şeylerin başında bir miktar acı ve zorlanma olurdu." Sabredince sonunun güzel olacağının bilincindeydi. Hem istediği fiziksel görünüme kavuşacak hem de burada başlattığı hareket ile hayatına bereket katacaktı. Bu yüzden hem sabırlı ydı hem ümitli . Kimi zaman sabahın erken saatlerinde kalkıp esneme ve hareketler ile gününü bereketlendirdi. Kimi zaman gün içinde yaptığı yürüyüşler ve yüzmeyi de buna ekledi. Erken kalkıp, sporunu yapıyor, ılık bir duştan sonra daha önce hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kend...