Ana içeriğe atla

"İyi" Kime Denir?

“İyi” Kime Denir?

Nasıl hissediyoruz kendimizi?

Âdettendir “iyiyiz” demek…

Sahiden de iyi miyiz? 

Ne demek ki “iyi”? 

Bir şeyi doğru yapmak, iyi olmak için yeterli mi?

Peki gerçekte kimdir “iyi”? 

Kim, ne yapınca “iyi” deriz?

İyi

Uyuyan çocuğunun üstünü örten bir baba iyi midir? 

Yemeğe burun kıvıran çocuğuna tost yapan anne? 

Ağlayan torununu kucaklayan bir nine? 

Korkmasın diye torunu, köpekleri kovalayan bir dede?

Hangisi daha fedakâr? Daha kahraman?

İnsan diğer yaratılanlardan farklı… 

Peki, onu farklı yapan ne?

Hangi güvercin yavrusunu aç bırakmış? 

Hangi tavuk kendini siper etmemiş civcivlerine? 

Hangi anne kedi duyarsız kalmış yavrularının çağrısına? 

Hangi biri kanatları arasına alıp korumamış kendinden dünyaya gelenleri?

Meğer ebeveynlik diğer canlıların doğasında da varmış… 

Zarardan koruma, canı pahasına kendini siper etme…

Kendinden olanı koruyup kollamak doğanın bir kanunu.

Peki o zaman insanı iyi yapan ne? Bir kediden ayıran?

Diğer canlılardan bir fark ortaya koyması.

Sadece yakın çevresinin değil, uzak çevresinin de derdinden pay alması…

Bugün bize dokunmuyor diye başkalarını görmezden geldiğimizde nasıl iyi biri oluruz ki?

Evin içinde abla kardeşine zarar verirken görmezden gelir miyiz hiç? 

Nasıl geliriz, insanız biz…

Peki, dünyanın bir yerinde küçücük çocuklar füze sesleriyle uyumaya çalışırken biz niye rahatız?

Uzakta olduğumuz için mi bize tehlike yok sandık? 

Hangi uzak yakın olmamış ki zamanla?

İmkanlara mı güvendik de kendimizi rahat hissettik?

Hangi kale kimi kimden korumuş? 

Toprak Karun’u hazineleriyle beraber yutmuşken… 

Sarsılan yerin şiddetinden bizi güvende tutacak olan ne?

Tüm sular çekilse yeryüzünden, uğrunda çok çalıştığımız banknotlar susuzluğumuzu giderebilir mi? Mücevherler doyurur mu karınlarımızı?

Ekrandaki sayılar işlevini yitirdiğinde, dijital birikimler hiç olduğunda… 

İnsanlara iyi gelen ne kalacak geriye?

Koca molozların arasından kimin serveti çıkarabilir ailesini? 

Yaralı birine müdahaleyi kim yapabilir bir başına? 

Kim bu hayatta kendi kendine yetebilir?


Bir damla buharlaşıp giderken, damlalar birleştiğinde nehir olup yeri yerinden oynatmaz mı?

Fil karıncaya zarar veremezken, karıncalar birleştiğinde file güçleri yetmez mi?


İnsan, kendini kendine yeterli zanneden insan…

Rahatı yerinde olduğunda iyi olacağını sanır. 

Kötü günler için tedbirini alır ama güvende hissedeceği o miktara ulaşabilir mi?

İyi

İnsan, yanılgılarıyla avunmaya çalışan insan… 

Çok muhtaç, bir o kadar da farkında olmayan… 

Ancak gerçekten iyi olduğunda,

İyilikler yaptığında,

Faydaya güzeli kattığında,

Ben değil “biz” diyebildiğinde,

Paylaşmaya cesaret ettiğinde,

Başkasının mahrumiyetini dert edinebildiğinde,

Ona emanet edilen mülkten özgürleştiğinde,

Yeniden kazanabilecek marifeti olduğunda,

Verdiğinde asla kaybetmediğini fark ettiğinde,

Sadece yakınına değil uzağındakine de el uzatabildiğinde,

İyi

Hikmeti kendinden bilmediğinde…

Diğer canlılardan bir fark ortaya koyup,

Başkalarını da önemsediğinde…

Gerçekten iyi olmaz mı?

“İyiyim diyen olmak mı, “iyi biri” denilen mi?

İnsan bu hayata en iyiye sahip olmaya gelmemiştir.

Doğru ve güzel yaşamaya…

En iyi performansı sergilemeye gelmiştir.

Bunu fark edebilen gerçekten iyi’’ yaşamıştır.


Deneyimsel Tasarım Öğretisi İnsan Tanıma Sanatı - Kim Kimdir? Eğitimi,

Bize hayatın içinde sürekli kullandığımız kavramların gerçekte ne olduğunu açıklar.

İyi-kötü nedir?

Fayda-zarar nedir?

Akıllı olmak ne demektir?

Çok akıllı dediğimiz insanların hayatları istedikleri gibi olmadığında akıllarını mı kaybetmiş oluyorlar,

Yoksa başka sistemler mi giriyor devreye?

Ego ve bilinç ne demektir?

İnsanın neden basireti bağlanır?

Bir kişilik nasıl oluşur, nasıl bozulur ve nasıl toparlanır?

Hayatta dengede olmak ne demektir?

Tüm bu soruların cevapları Kim Kimdir? eğitiminde…

***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***

Yorumlar

Belgin dedi ki…
İyi biri dedirtebilmek
Emn dedi ki…
Mesele iyi olduktan sonra iyi kalabilmek galiba. Bunun için de anahtar kelime hareket, üretken bir hareketlilik hem insanı güçlendiren hem de arındıran bir durum.
Adsız dedi ki…
Öncelikle kendimizi sonra çevremizdekileri iyi tanımak, tanımlamak için, iyi yaşamak ve yaşatmak için Kim Kimdir eğitimi 😉
BeyZA dedi ki…
Yazınız çok güzel. Herkes kendiyle ilgili olanlara karşı iyi ama diğerini önemseyen gerçek iyiler öyle az ki...

Okurken aklıma şu geldi. Bizim okulda bir dünya hoca var ama birisinin müthiş farklı olduğunu gördüm ve hayran kaldım. Bilgisine değil; insanlığına... Seçmeli adı altında ders açıp sonra hiçbirini seçmemize izin vermeyip kendi uygun gördüklerini bizim adımıza seçiyorlardı. Hocamıza bunu belirttik; bundan önce kimlere ne taleplerimiz olmuştu ama hiç çözüm getirmediler. Dilanur Hocamız hariç. Onu hiç unutmayacağım. Gerçek iyiler, her şeyi normalleştirip kendini düşünen kitlelerden ayrılıyor❤️
Gökçen. A dedi ki…
Eskiden annelerimiz bırakın size elalem iyi desin derlerdi:) onu anımsadım. İyi olmayı başarabilenlerden olalım inşallah
Merve A dedi ki…
Herkes iyi'nin peşinde, iyi şeyler ister hayatıyla ilgili... ama vardığı yerler kötü olabiliyor... çünkü iyi'nin ne olduğunu ve nasıl iyi olunacağını herkes kendi zanlarına göre yaşıyor... deneyimsel öğreti eğitimlerinde en çok etkilendiğim konulardan birisi, 'iyi nedir?'... iyi ki bu kavramın gerçek anlamını öğrendim...
Fatma Okumuş dedi ki…
Herkesin duyduğu herkesin kullandığı ama içeriğini iç yüzünü epistemolojisini yapmadığı kelimelerden bir tanesi iyi ve kötü. İşte epistemoloji yapmayınca kavramlar karışıyor, İnsanlar ayrışıyor. O yüzden ilk ilim epistemoloji , kavram bilimidir. Epistemoloji ilmi ile kavramların gerçeğini irdeleyen seminerler için deneyimsel öğretiye çok teşekkür ediyorum.
Can dedi ki…
Bir avuç iyiler kaldı
Adsız dedi ki…
Ne iyi yazmişsınız,
iyi ki yazmışsınız, teşekkürler
Öznur dedi ki…
En iyi performansı sergilemeye gelmiş gibi yapıyoruz ama erçekten en iyi versiyonumuzu sergilemeyi hedefliyor muyuz?
Ersen dedi ki…
Her insan kötü günler için tedbirini alır ama güvende hissedeceği o miktara ulaşabilir mi?
Çok güzel bir cümle!
İnsanı başıboş iyilikler kurtarabilir ancak... Hesap yapmadığı, sadece ALLAH rızası için yapılan beklentiden uzak iyilikler... Yapabilenlerden olmak niyetiyle...
Merve Genç dedi ki…
Peki, dünyanın bir yerinde küçücük çocuklar füze sesleriyle uyumaya çalışırken biz niye rahatız?
Adsız dedi ki…
❤️
BB dedi ki…
İyilerden olup daha iyiye gidebilmek...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeter Ki Pes Etme

Yeter Ki Pes Etme Masmavi gözlerinin kenarları ağlamaktan kırmızıya döndü. Küçük kız güle oynaya indiği merdivenleri dizleri yara içinde yukarı çıktı. Annesi o halini görünce şok oldu. “Noldu Yaren sana?” diyebildi sadece.  “Bisikletten düştüm annecim. Canım çok acıyor.” der demez kapının önünde yığılıverdi.  Annesi telaşla ambulansı aradı. Ambulans geldiğinde Yaren çoktan kendine gelmişti. Sağlık memuru ona sorular sorup muayene etti. Ambulansın sedyesine yattığında ürkek bir kedi gibi etrafı izliyordu. Daha önce hiç bulunmadığı bir yerde tedirgindi. Sağlık memuru ona gülümseyerek konuşuyor ve yapacağı her adımda bilgi veriyordu. Böylece biraz olsun rahatladı.  Yol boyu ilerlerken iki damla yaş o masmavi gözlerden süzülüverdi. Ağlarken kendi kendine söylendi. Yaren: “Of yaa, bir daha binmicem!” Sağlık memuru: “Neye binmiceksin?” Yaren: “Bisiklete bir daha binmicem.” Sağlık memuru: “Neden binmeyesin ki, herkes bisikletten düşebilir. Biliyor musun şu yaşımda düştüm ben...

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor!

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor! Bir yılı daha uğurlamanın arifesindeyiz... Bazen insan beş dakikaya sabredemezken 365 gün 6 saatin yeniden geride kalması inanılmaz, değil mi? Daha dün elimizde makasla tutkal vardı ve sevdiklerimize yeni yıl kartı tasarlıyorduk. Makyaj pamuğundan kar yapıp yapıştırıyorduk. Karttan çok yüzümüze gözümüze bulaşan simler yıkamakla çıkmaz ve günlerce pırıl pırıl gezerdik. Bazı kartları postaneden yakınlarımıza gönderirdik. Bunun için kuyruk bekler, heyecan duyardık. Kartı teslim alan tanıdıklar, o acemi tasarımlarımıza hayran kalmış gibi yapardı. Sıra arkadaşımız, kartımızla dalga geçmiş bile olabilirdi ama biz övgülere inanmak isterdik. ‘HOŞ GELDİN Bin dokuz yüz… iki bin bilmem kaç...’’ Bunun gibi her yıl birçok senenin rakamları o kartları süslerdi. Yetişkin olunca kart tasarımları son bulur ama bu dönemlerde yaşanan bazı hisler hala ortaktır. Çoğu insan muhabirlerin uzattığı mikrofonlara benzer beyanlarda bulunur. Geçen yıla biraz sitem, gel...

Sporla Yeniden

Sporla Yeniden Ayşe bir süredir yataktan hiç bu kadar dinç kalkmamıştı. Bir hafta önce başladığı spor ne de iyi gelmişti. Gözlerini açınca içine, derin bir nefes çekip, bir kez daha şükür etti. Oysa spora başladığı ilk günler ne çok kas ağrısı çekmişti. İlk günler, çok sancılı geçmişti. Bacakları, kolları uzun süredir spor yapmadığı için, yaptığı ilk sporla hamlamıştı. Bu yüzden yürümekte bile zorlanıyordu. Ama önemli değildi, biliyordu ki sonu güzel olacaktı.  "İyi olan şeylerin başında bir miktar acı ve zorlanma olurdu." Sabredince sonunun güzel olacağının bilincindeydi. Hem istediği fiziksel görünüme kavuşacak hem de burada başlattığı hareket ile hayatına bereket katacaktı. Bu yüzden hem sabırlı ydı hem ümitli . Kimi zaman sabahın erken saatlerinde kalkıp esneme ve hareketler ile gününü bereketlendirdi. Kimi zaman gün içinde yaptığı yürüyüşler ve yüzmeyi de buna ekledi. Erken kalkıp, sporunu yapıyor, ılık bir duştan sonra daha önce hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kend...