Ana içeriğe atla

Gözümde Dağ Gibi

Gözümde Dağ Gibi

"Bu sefer spora başlayacağım, hem de haftada 5 gün gideceğim!" cümlesiyle yine baş başaydı Müge. Kaçıncı "bu sefer" deyişiydi hatırlamıyordu bile... Ona bu kararı aldıran şey, her seferinde nefes nefese bırakan merdivenlerdi. "Sadece iki kat merdiven çıktım, yaşımın iki katı insanlar kadar yoruldum." diye söylene söylene girdi evine. Her zaman olduğu gibi, nefesi normale dönünce spora başlamayı erteleyecekti.

Hedef

"Evden çalışmak beni hareketsiz yaptı." diye işini bahane etse de hareket edecek çok fırsatı olduğunu biliyordu. İş arkadaşı Büşra da evden çalışıyordu ama gayet formdaydı. Ne yaptığını sorduğunda ise sabahları 3 dakika esneme hareketleri ve akşamları 15 dakika yürüyüş cevabını almıştı. 

"Ben neden formda olamıyorum? Biraz hareket etsem hemen tıkanıyorum. Böyle devam edersem sağlığımdan da olacağım!" diyerek elindeki poşetleri yere bıraktı.

Gözü buzdolabının üzerindeki yapılacak listesine ilişti. Uzunca bir listeydi ve haftalardır bekliyordu. Erteleye erteleye hiçbirini yapamaz olmuştu. Listeyi gördükçe morali bozuluyor, kendisini başarısız ve yetersiz hissediyordu.

  • Her gün 10 bin adım at.
  • Yaza kadar 10 kg zayıfla.
  • Şekerli bir şey yeme. 
  • Karbonhidratı kes.
  • Her ay 4 kitap oku.
  • Sadeleşme programını tamamla…

Hedef

Yapılacaklar listesindeki maddelerin her biri birbirinden faydalıydı. Zayıfladığını ve daha sağlıklı olduğunu hayal ederek yazmıştı, özenle… Sonuçları çok istiyor fakat ulaşmak için yeterince emek sarf etmiyordu. Daha da önemlisi hepsini birden yapmak istemesi gözünde büyüyor, ihtiyacı olan motivasyonu kendinde bulamıyordu.

Oysa insan bir anda tüm alışkanlıklarını değiştiremez, her isteğine bir anda ulaşamaz.

Ulaştıkça bir yenisini eklemesi hem motivasyon sağlaması hem de kendinde o gücü hissetmesi için önemlidir.

Önce sadece şekeri kesip, biraz hareket etmeye başlamak, yaptığını gördükçe devamını getirmek, daha fazlasını yapılabilir, hedeflerini ulaşılabilir kılacaktı.

Önemli olan küçük bir adımı küçümsememek, basite alıp “Bundan ne olur ki?” dememektir.

En uzak mesafelere küçük bir adımla başlayarak ulaşılır.

İnsan yaptı mı büyük yapmak ister oysa hareket etmesindeki en büyük engel büyük şeyler yapma isteğidir.

***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Başarmak için başlamak ve devamlılık...
Belgin dedi ki…
"İnsan yaptı mı büyük yapmak ister oysa hareket etmesindeki en büyük engel büyük şeyler yapma isteğidir."
Hep bu büyük şeyler yapma isteği yüzden değil mi insanı yoran.
Alev İ. dedi ki…
İnsan her şey bir anda olsun, bir anda toparlansın istiyor. Yıllar içinde bozulanı kısa sürede düzeltmek istiyor ve bu mümkün olmayınca da hepten vazgeçiyor maalesef ki... Oysa küçük gibi görünen bir adım çok şeyi değiştirebiliyor insanın hayatında.
Merve dedi ki…
En uzak mesafeler küçük bir adımla başlar🌸 gerçeğin hızı yavaştır....
Adsız dedi ki…
Mesele gerçekten karar vermekte.. sonra devamı geliyor .. ama kararlılık kısmı çok net olmalı.. tekrar harekete geçmek için motive edici bir yazı .. saolun
Adsız dedi ki…
Ah ah bizi o büyük hedefler bitirdi ...
Emel dedi ki…
İnsanın kendine hedef belirlemesi, bu hedefi gerçekleştirmek için adım adım ilerlemesi gerekir. Hedefe ulaşmak için yapılması gerekenlerin hepsini birden yapmaya çalışmak, bir koltuğa birden fazla karpuz almak kişinin motivasyonunu düşürebilir. Yapılması gerekenler listesini keyfi de bir kenara bırakmadan tamamlamaya çalışmaya ne dersiniz ?
Nağme dedi ki…
Mesele yola çıkmaktır varmak değil. Ama insan hep varmaya odaklandığı için yanılır. Teşekkür ederiz yeniden hatırlattığınız için...
Adsız dedi ki…
İnsanın egosuna zor gelen şeyi daha da büyüterek cozebilecegini zannetmesi. Bütün mesele azı küçümsemekle ilgili. "O kadarcık mı, yok canım o kadarcık şey neyi değiştirir ki" diye şeytan fısıldıyor. "Bir şeyi yaptın mı adam gibi yapacaksın" diyerek olacak olandan uzaklaşmak nasıl bir kısır döngü.. Emeğinize sağlık yaralara merhem bir yazı olmuş, teşekkürler. 🌺💖

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeter Ki Pes Etme

Yeter Ki Pes Etme Masmavi gözlerinin kenarları ağlamaktan kırmızıya döndü. Küçük kız güle oynaya indiği merdivenleri dizleri yara içinde yukarı çıktı. Annesi o halini görünce şok oldu. “Noldu Yaren sana?” diyebildi sadece.  “Bisikletten düştüm annecim. Canım çok acıyor.” der demez kapının önünde yığılıverdi.  Annesi telaşla ambulansı aradı. Ambulans geldiğinde Yaren çoktan kendine gelmişti. Sağlık memuru ona sorular sorup muayene etti. Ambulansın sedyesine yattığında ürkek bir kedi gibi etrafı izliyordu. Daha önce hiç bulunmadığı bir yerde tedirgindi. Sağlık memuru ona gülümseyerek konuşuyor ve yapacağı her adımda bilgi veriyordu. Böylece biraz olsun rahatladı.  Yol boyu ilerlerken iki damla yaş o masmavi gözlerden süzülüverdi. Ağlarken kendi kendine söylendi. Yaren: “Of yaa, bir daha binmicem!” Sağlık memuru: “Neye binmiceksin?” Yaren: “Bisiklete bir daha binmicem.” Sağlık memuru: “Neden binmeyesin ki, herkes bisikletten düşebilir. Biliyor musun şu yaşımda düştüm ben...

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor!

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor! Bir yılı daha uğurlamanın arifesindeyiz... Bazen insan beş dakikaya sabredemezken 365 gün 6 saatin yeniden geride kalması inanılmaz, değil mi? Daha dün elimizde makasla tutkal vardı ve sevdiklerimize yeni yıl kartı tasarlıyorduk. Makyaj pamuğundan kar yapıp yapıştırıyorduk. Karttan çok yüzümüze gözümüze bulaşan simler yıkamakla çıkmaz ve günlerce pırıl pırıl gezerdik. Bazı kartları postaneden yakınlarımıza gönderirdik. Bunun için kuyruk bekler, heyecan duyardık. Kartı teslim alan tanıdıklar, o acemi tasarımlarımıza hayran kalmış gibi yapardı. Sıra arkadaşımız, kartımızla dalga geçmiş bile olabilirdi ama biz övgülere inanmak isterdik. ‘HOŞ GELDİN Bin dokuz yüz… iki bin bilmem kaç...’’ Bunun gibi her yıl birçok senenin rakamları o kartları süslerdi. Yetişkin olunca kart tasarımları son bulur ama bu dönemlerde yaşanan bazı hisler hala ortaktır. Çoğu insan muhabirlerin uzattığı mikrofonlara benzer beyanlarda bulunur. Geçen yıla biraz sitem, gel...

Sporla Yeniden

Sporla Yeniden Ayşe bir süredir yataktan hiç bu kadar dinç kalkmamıştı. Bir hafta önce başladığı spor ne de iyi gelmişti. Gözlerini açınca içine, derin bir nefes çekip, bir kez daha şükür etti. Oysa spora başladığı ilk günler ne çok kas ağrısı çekmişti. İlk günler, çok sancılı geçmişti. Bacakları, kolları uzun süredir spor yapmadığı için, yaptığı ilk sporla hamlamıştı. Bu yüzden yürümekte bile zorlanıyordu. Ama önemli değildi, biliyordu ki sonu güzel olacaktı.  "İyi olan şeylerin başında bir miktar acı ve zorlanma olurdu." Sabredince sonunun güzel olacağının bilincindeydi. Hem istediği fiziksel görünüme kavuşacak hem de burada başlattığı hareket ile hayatına bereket katacaktı. Bu yüzden hem sabırlı ydı hem ümitli . Kimi zaman sabahın erken saatlerinde kalkıp esneme ve hareketler ile gününü bereketlendirdi. Kimi zaman gün içinde yaptığı yürüyüşler ve yüzmeyi de buna ekledi. Erken kalkıp, sporunu yapıyor, ılık bir duştan sonra daha önce hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kend...