Ana içeriğe atla

Herkesin Yöneldiği Bir Yön Vardır

Herkesin Yöneldiği Bir Yön Vardır

Otogarda hızlı hızlı otobüsünün kalkacağı perona doğru yürüyordu. Bayram dönüşü olduğundan etraf epey kalabalıktı. Etraftan çığırtkanların sesleri yükseliyordu; "İstanbul! Tekirdağ! Edirne!"

"Yüzümüzden mi anlıyorlar nereye gittiğimizi anlamıyorum ki." diye düşündü. Yine son dakika bilet almıştı. Bir yandan peron numarasını arıyor bir yandan valizlerini taşımaya çalışıyordu. İyi ki bu sefer erken gelmişti de acele etmesine gerek kalmamıştı. Onunla aynı yöne doğru yürüyenler vardı. Aynı yöne yürüdüğü kişileri otogarın girişinde de görmüştü. Bazılarıyla başka peronda yolları ayrılmıştı, bazılarıyla hala devam ediyordu. Kendi otobüsünün kalktığı perona geldiğinde, girişte gördüğü kişilerden sadece iki kişi onunla aynı araca binmişti.

"İnsan Edirne’ye giderken, Edirne’ye gidenlerle karşılaşıyor." diye düşündü. Bu zamana kadar o kadar yolculuk yapmıştı ama nedense bunu ilk defa düşünmüştü... Üniversite yıllarında sigaraya başladığı dönemlerde önce sigara içen kişilerle arkadaşlık yaptığı aklına geldi. Annesinin hep; "Benim kızım çok iyiydi ama çevresi kötü!" dediğini hatırladı. Bir insan iyiyken çevresi nasıl kötü olabiliyordu ki? 

Bir şehre giderken bile aynı hedefteki insanlarla bir araya gelirken, insanın hedefi çevresindeki kişilerden nasıl bağımsız olabilir ki?

Ortak Hedef

İnsanları ortak hedefleri bir araya getirir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; "İnsanları ortak hedefleri bir araya getirir.

  • Tıpkı aynı kovanda bal yapan arıların toplanması gibi. 
  • Bir proje için bir araya gelmiş çalışanlar gibi. 
  • Ya da bir yuva kurmak isteyen iki kişi gibi. 

Hayatta hangi hedefe gideceksek yönümüzü o tarafa çeviririz. Tıpkı bir okun hedef tahtası neredeyse ucunun oraya doğru çevrilmesi gibi. Birbirini hiç tanımayan kişiler ortak bir hedefe yöneldiklerinde eninde sonunda bir araya gelirler. Aynı otobüse binerek aynı şehre gidenler bir hareket ortaya koyarlar. 

Hayatta her şey, her an hareket halindedir. Bardak içerisinde bırakılan bir su buharlaşır veya yosun tutar. Biz onun andaki hareketini fark edemesek de toplamda o hareketin sonucuna şahit oluruz. Kullanılmadan bekleyen mobilyanın zamanla çürümesi gibi. 

Her şey hareket eder ancak her hareket anlam ifade eder mi? Beyaz bir kağıda anlamsızca karalanmış çizgiler bir resim ortaya getirir mi? Ya da oraya buraya atılmış tuğlalar bir duvar meydana getirir mi? 

Yön varsa, hareketin de bir anlamı vardır… 

  • Çizgiler bir hedefe yöneldiğinde bir resme döner. 
  • Tuğlalar bir yönde birleştirildiğinde bir yuva oluşturur. 

Yani hareketi anlamlı kılan şey hareketin yönüdür. Gelişigüzel ortaya bırakılmış sebzeler bir yemek oluşturmadığı gibi, etrafa saçılmış makine parçaları da işe yarayan bir alete dönemez. Tıpkı iş yerinde hedefsiz hareket eden bir çalışanın o işyerine bir faydası olmadığı gibi… 

Hayatta insan haricindeki her şey bir yöne hareket eder. 

  • Arının bir çiçeğe yönelmesi bal oluşturmak içindir. 
  • Buğday başağının güneşe uzanmasının bir nedeni vardır. 
  • Ağaç kökünü aşağıya hareket ettirdiğinde bu gelişigüzel bir hareket değildir. Ona bu hareketi yaptıran ihtiyacı olana ulaşmaktır.  

Ortak Hedef

Herkesin yöneldiği bir yön vardır…

Peki sen kimlerle bir araya geliyorsun?

Kimlerden ayrışıyorsun?

***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***

Yorumlar

İlknur M dedi ki…
Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Hangisi bizi nereye götürüyor. Düşünülmesi gereken bir konu kaleminize sağlık.
ZeynePp dedi ki…
Kimlerle bir arada olursak benzer hareketler sergiliyoruz. Öyleyse arkadaş ve çevre seçimimiz çok önemli. Bazen öylesine başlayan bir arkadaşlık ilerliyor ve hiç bize göre olmayan bir insanla bir hukukumuz oluveriyor. Kimseyi kırmayalım derken ömrümüz istemediğimiz şekilde geçiyor, istediklerimiz için süremiz daralıyor.
Sema dedi ki…
Ne kadar önemliymiş yönn...
Ayşe dedi ki…
Nereye ve ne amaçla hareket ediyoruz? Yanımızdakiler kim?
Adsız dedi ki…
Nereye gidiyorum bu akıp giden zaman içinde... Bir yönü bir amacı olmalı insanın...
Hayel dedi ki…
İnşALLAH yönümüzü ALLAH'a döndük
Teşekkürler emeğinize sağlık
Fatma Okumuş dedi ki…
Yön var ise hareketinin bir anlamı vardır. Yoksa insan oyalanıp duruyor sürede bitmek üzere...
Ayşe dedi ki…
Gerçekten de hareketin yönü , ne kadar da önemli... Teşekkürler
Adsız dedi ki…
Hayat bir yolsa o zaman bir yönüm olmalı...
Teşekkürler 🍃
Alev İ. dedi ki…
Çevre ne kadar önemli. İnsanın gündemini çevresi belirliyor ama o çevreyi de kendisi seçiyor...
Nağme dedi ki…
Peki sen kimlerle bir araya geliyorsun?

Kimlerden ayrışıyorsun?
Adsız dedi ki…
Elinize sağlık ✨

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeter Ki Pes Etme

Yeter Ki Pes Etme Masmavi gözlerinin kenarları ağlamaktan kırmızıya döndü. Küçük kız güle oynaya indiği merdivenleri dizleri yara içinde yukarı çıktı. Annesi o halini görünce şok oldu. “Noldu Yaren sana?” diyebildi sadece.  “Bisikletten düştüm annecim. Canım çok acıyor.” der demez kapının önünde yığılıverdi.  Annesi telaşla ambulansı aradı. Ambulans geldiğinde Yaren çoktan kendine gelmişti. Sağlık memuru ona sorular sorup muayene etti. Ambulansın sedyesine yattığında ürkek bir kedi gibi etrafı izliyordu. Daha önce hiç bulunmadığı bir yerde tedirgindi. Sağlık memuru ona gülümseyerek konuşuyor ve yapacağı her adımda bilgi veriyordu. Böylece biraz olsun rahatladı.  Yol boyu ilerlerken iki damla yaş o masmavi gözlerden süzülüverdi. Ağlarken kendi kendine söylendi. Yaren: “Of yaa, bir daha binmicem!” Sağlık memuru: “Neye binmiceksin?” Yaren: “Bisiklete bir daha binmicem.” Sağlık memuru: “Neden binmeyesin ki, herkes bisikletten düşebilir. Biliyor musun şu yaşımda düştüm ben...

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor!

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor! Bir yılı daha uğurlamanın arifesindeyiz... Bazen insan beş dakikaya sabredemezken 365 gün 6 saatin yeniden geride kalması inanılmaz, değil mi? Daha dün elimizde makasla tutkal vardı ve sevdiklerimize yeni yıl kartı tasarlıyorduk. Makyaj pamuğundan kar yapıp yapıştırıyorduk. Karttan çok yüzümüze gözümüze bulaşan simler yıkamakla çıkmaz ve günlerce pırıl pırıl gezerdik. Bazı kartları postaneden yakınlarımıza gönderirdik. Bunun için kuyruk bekler, heyecan duyardık. Kartı teslim alan tanıdıklar, o acemi tasarımlarımıza hayran kalmış gibi yapardı. Sıra arkadaşımız, kartımızla dalga geçmiş bile olabilirdi ama biz övgülere inanmak isterdik. ‘HOŞ GELDİN Bin dokuz yüz… iki bin bilmem kaç...’’ Bunun gibi her yıl birçok senenin rakamları o kartları süslerdi. Yetişkin olunca kart tasarımları son bulur ama bu dönemlerde yaşanan bazı hisler hala ortaktır. Çoğu insan muhabirlerin uzattığı mikrofonlara benzer beyanlarda bulunur. Geçen yıla biraz sitem, gel...

Sporla Yeniden

Sporla Yeniden Ayşe bir süredir yataktan hiç bu kadar dinç kalkmamıştı. Bir hafta önce başladığı spor ne de iyi gelmişti. Gözlerini açınca içine, derin bir nefes çekip, bir kez daha şükür etti. Oysa spora başladığı ilk günler ne çok kas ağrısı çekmişti. İlk günler, çok sancılı geçmişti. Bacakları, kolları uzun süredir spor yapmadığı için, yaptığı ilk sporla hamlamıştı. Bu yüzden yürümekte bile zorlanıyordu. Ama önemli değildi, biliyordu ki sonu güzel olacaktı.  "İyi olan şeylerin başında bir miktar acı ve zorlanma olurdu." Sabredince sonunun güzel olacağının bilincindeydi. Hem istediği fiziksel görünüme kavuşacak hem de burada başlattığı hareket ile hayatına bereket katacaktı. Bu yüzden hem sabırlı ydı hem ümitli . Kimi zaman sabahın erken saatlerinde kalkıp esneme ve hareketler ile gününü bereketlendirdi. Kimi zaman gün içinde yaptığı yürüyüşler ve yüzmeyi de buna ekledi. Erken kalkıp, sporunu yapıyor, ılık bir duştan sonra daha önce hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kend...