İş çıkışı, evine giden yol üzerindeki parktan gelen sesler dikkatini çekti. Çocuklar ne güzel koşturup gülüşüyordu. Onların o eğlenceleri, mutlukları Sema’yı mutlu etmişti. Yüzüne konan tebessümle, eve doğru hızlı adımlarla ilerledi. Apartmanın köşesindeki fırıncı İhsan abiye uğradı. Bazen evde ekmek olsa da uğrardı fırına. Çünkü İhsan abinin o tebessümlü hatırşinas konuşması çok hoşuna giderdi. Her görüşmelerinden sonra Sema, "Ayaküstü enerji depoladım" derdi. Yine aynısı olmuştu, yüzündeki tebessüm daha da yayılarak evinin kapısını çaldı. Kapıyı annesi açmıştı. Daha girer girmez anlatmaya başladı. "Biliyor musun Sema? Adamı öldüren komşusu çıktı." Sema’nın tüm enerjisi çekildi. "Anne ya yeni girdim eve. Daha nasılsın bile demeden bana bütün gün izlediğin trajedileri anlatma ne olursun." Annesi emekli olduktan sonra gündüz kuşağı programlarını hiç kaçırmayan biri olmuştu. Sabah kuşağı, öğlen kuşağı ne varsa televizyonda onu izlerdi. Aslında izlediği programların çoğu olumsuz öykülerle doluydu. Kim kimle olmuş, kim kimi öldürmüş, aldatmış tüm gün bu öyküleri dinlerdi.
Kereste Giren Fabrikadan, Demir Çıkmaz…
Annesi, bu programların olumsuz olduğunu düşünmezdi, kendisini nasıl etkilediğini de. Bütün gün bu programları izleyince de akşam Sema’ya özetini geçiyordu.
İnsan bu hayatta algıladığı kadardı ama Sema bunu annesine anlatamıyordu.
Sema ise güzel olan şeyleri duymak, bakmak, hissetmek istiyordu. O nedenle akşam eve geldiğinde buna göre bir program seçiyordu. Sürekli birbirleri ile kavga eden, tartışan, bağıran, aldatan insanların anlatıldığı programlar onu geriyordu.
Sema, çirkin görüntüleri, konuşmaları ya da kokuları algılayarak hayatında istediği huzuru bulamayacağını biliyordu. Dahası mutlu olmanın ve en önemlisi iyi bir insan olmanın pek mümkün olmayacağına inanıyordu. İnsan neye şahit olursa bir süre sonra ona göre davranışlar ortaya koyuyordu. Sürekli kavga dövüş oyun oynayan yeğeninin bir süre sonra etrafındaki çocuklara vurmaya başlaması da bu nedenleydi.
Arkadaşları ile dışarı çıktığında bile kalabalık, gürültülü yerler yerine insana dinginlik veren yerleri tercih ediyordu. Sohbet ederken insanların birbirini rahat duyabileceği yerleri severdi. “Güzel bir manzara varsa biz de güzelleşiriz. İçimiz açılır, sakinleşir, ferahlarız” derdi.
İnsan Baktığı, Gördüğü, Duyduğu Şeylerle Hayatını Şekillendirebilir Mi?
İnsan neyi algılamayı tercih ederse ona göre davranışları da şekilleniyordu. Çevresindekiler, Sema’ya nasıl böyle pozitifsin diye sorardı. Sema, duyduklarının, gördüklerinin, kokladıklarının, tattıklarının güzel şeyler olmasına çok dikkat ederdi. Çünkü bütün gün çöplükte duran birisinin gül kokmasının mümkün olmayacağını biliyordu.
Bir ortamda gülen, kahkaha atan birisi bunu yapmaya devam ettiğinde oradaki tüm insanların gülmeye başladığına tanık oluruz. Birisi çok içli içli ağladığında ise hemen yüz ifademiz değişir. Sadece yüz ifademiz değil duygu durumumuz da değişir.
Çünkü insan neye bakar, neyi görür, neyi duyarsa onu aktarır. Bir sokaktan geçerken yığılmış çöplere bakıp şikâyet etmek mi iyi gelir yoksa o evin kapısının önünde tenekenin içinde açmış sardunyayı görmek mi? Hangisi insanın yüzünde bir tebessüm oluşturur?
İnsan seçebilen ve seçtikleriyle de hayatını şekillendirebilen bir canlı.
- Yüzü asık,
- Sürekli söylenen,
- Şikâyet eden,
- Eleştiren,
- Olumsuz konuşan insanı, kim sever ki?
Sürekli başkalarının eksiklerini, hatalarını gören insan sürekli eleştirir hale gelir. Hâlbuki iyi tarafını, yapabildiklerini görmek teşekkürü ve beraberinde iyi ilişkileri getirir.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; "İnsan algıladığını aktarır."
İnsanın iyi bir insan olabilmesi için iyiyi algılaması gerekir. İnsan dış dünyada birçok mesaj varken algısına sınır koyup sadece iyiyi algıladığında iyi insana dönüşüm başlar...
***
İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur.
***
Yorumlar
Algıyı temiz tutmaya çalışmak kolay olmayacak
Farkındalık için teşekkürler
Bir sokaktan geçerken yığılmış çöplere bakıp şikâyet etmek mi iyi gelir yoksa o evin kapısının önünde tenekenin içinde açmış sardunyayı görmek mi?
Ellerinize sağlık...🌿
Yorum Gönder