Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kibir

Kibir İnsanın bu hayatta kendini çok başarılı ve mutlu hissettiği zamanlar vardır.  Çalıştığı işte zirveye ulaştığını düşündüğü zamanlar… Her şeyin istediği gibi hatta istediğinden daha mükemmel gittiği zamanlar; Terfi aldığı… Satış hedeflerini tutturup, hedeflerinin üzerine çıktığı… Yöneticisinden takdir aldığı… Alkışları topladığı… “Ben... Ben... Ben...” sözlerini dilinden düşürmediği, “Ben neymişim be abi…” dediği zamanlar. İnsan böyle zamanlarda neler başardığını düşünerek kendini çok değerli hisseder.  Ve bazı düşünceler geçiverir aklından: “Bu şirkette en önemli işi ben yapıyorum.”, “Benim sayemde şirket büyüyor.”, “Ben olmasam bu şirket batar.”, “En değerli kişi benim bu şirkette.” … O alkışlar, o övgüler insanın duygularını o kadar etkiler ki kendisini mükemmel görür. Bu başarılarda başkalarının payının olmadığını, her şeyi tek başına yaptığını düşünmeye başlar. Sonuçta kendini kendine yeterli görmeye başlar. Ve… Bu düşüncelerin sonucunda insanı çok büyük bir tuzak...

Varlığına Teşekkür Ederim

Varlığına Teşekkür Ederim İnsan canı sıkılır da kendi kendine kalmak ister, Kabuğuna çekilip kendini dinler. İç dünyasındadır, dışarıya sessizleşir… Biri var ki; arar, ses eder, seni kalpten sever, “Hayırdır sen niye sessizleştin, iyi misin?” der. Biraz kendini düşürdüğünde hisseder,  Ağlamaklı olursun, dolu dolu olur gözler, İçinde dolup taşmış dökülüverir sözler. O ise sözlerine bakıp gözlerini dinler, Bazen uyarır, bazen rahatlatır, bazen silkeler. İnsan sevinir de sevincini paylaşayım ister, Birileri kıskanır, birileri çekemez…  Ama birileri var ki iyilik halini samimiyet le bekler, Senin mutluluğunu kendi mutluluğuna pay eder. İyiliğini namazında dualarına ekler,  Senin hayrını kendi hayrı görür, belli eder.  Yapıp ettiklerine en yakından şahitlik eder,  En yakınındakilerden daha çok destekler,  Desteği öyle şifa olur ki eksik kalır teşekkürler… İnsan geçip gider de şu dünyadan, anlaşılmak ister. Anlaşırken, anlatırken, anlarken bir yoldaş, En iyi an...

Yaşarken Uyanan

Yaşarken Uyanan Bazen insan rüya görür,  Sonra rüyadan uyanır da, Rüya içinde rüyadaydım der… Uyku içindeyken uykuda…  Bazen rüyadayken bilir  Rüyada olduğunu… Bazen çok gerçekmiş gibi gelir, Etkisindedir uyansa da…  Bazen hatırında kalır,  Gördükleri bir bir aklında… Bir sahne, bir dekor, Bir rolü var senaryoda… Rolünün içinde bir rol , Öykü içinde bir öykü, Sahne içinde bir sahne… Yaşantının içinde bir uykudadır… Bazen uykudan uyanır,  Bazen de uyandırılır… Uykunun da rüyanın da,  Hepsi bir sona varır... Bazen uyanmasaydım der… Biraz daha süre olsa… Bazen uyandığına şükreder, Güzel bir sona varınca…  Güzel son insanın elindedir… Yapıp ettiklerinin karşılığında, İnsan hak ettiği yere gelir; Ya kazanır ya kaybeder… İnsan kazanma isteğindedir… Kazananlar sahnedeki oyunda,  Gerçek rolünü bilendir;  Terk etmez, pes etmez yapamadığında… Ve insan yaptıklarıyla yüzleşir, Tüm gerçeklik belirir karşısında,   Kazananlar zorla uyandırı...

Düş mü? Gerçek mi? Ödevini Kendi Yapan Çocuk...

Düş mü? Gerçek mi? Ödevini Kendi Yapan Çocuk... Bir yaz dönemi daha göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Havalar serinleyince, göçmen kuşlar gibi insanlar da evlerinin yolunu tuttu. Beklenen o dönem gelmiş, yaklaşık 10 ay sürecek maraton başlamıştı. Okul Dönemi ... Okulların açılması veliler tarafından dört gözle beklenense de aslında ebeveynlere bir gül bahçesi vaad etmiyor. Zira, okulların başlaması ödev trafiğini de beraberinde getiriyor.  Her ne kadar bazı okullarda ek etüt saatleri gibi desteklerle bu yük hafifletilmeye çalışılsa da yeterli olmayabiliyor. Çocuklarını iyi bir geleceğe hazırlamanın iyi bir eğitimden geçtiğini düşünen ebeveynler imkânlarını zorluyor. Anne babalar bazen okul seçimiyle, bazen derslere destek olmak için türlü fedakârlıklarda bulunuyor. Öyle ki bazen bu destek amacını aşıp çocukların dersleri, anne babaların asli görevi haline getirebiliyor. Sonu istenmeyen yere varan işler güzel niyetlerle başlar ancak yöntem yanlış olunca varılacak nokta da yanlış o...