Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Albeni

Albeni Kendini mutsuz hissettiği zamanlarda sığındığı yerdeydi… Denizi yüksekten gören, yemyeşil ağaçlarla çevrilmiş, ana kucağı gibi bir yerdi sığınağı. Bugün iş arkadaşının düğün davetiyesini almıştı. Hem sevinmiş hem herkesin teker teker evlenme haberlerini aldıkça yalnızlığını hatırlamıştı. Üniversiteyi bitir, iyi bir işe gir, mesleğinde yüksel, biraz birikim yap derken kırklı yaşlarının ortalarına gelmişti Aysel.  Evliliği sürekli ertelemişti ama arkadaşının dediği gibi erteleye erteleye büyük bir problem haline gelmişti.   Evlilik onu hem korkutuyor hem de içten içe heyecanlandırıyordu.  Korkuyordu çünkü bu yaşa kadar kendine göre bir düzen oluşturmuştu. Yaşam şekli kemikleşmişti artık. Başka birisi ile ortak bir yaşam kurabilir miydi, bilemiyordu.   Ergenlik zamanlarında hayalleri, gerçekleştirmek istediği hedefleri vardı. Neredeyse hepsine ulaşmıştı. Keşke o zamanlar " Evli, mutlu, çocuklu olmak” da hedeflerimde olsaydı diye düşünüp kendi kendine ...

Liderlik

Liderlik Sabah omuzlarında büyük bir yükle uyandı Hakan…  Sorumlulukları olmasa telefonunu da bir köşeye atıp kimsenin olmadığı bir yerde günlerce kalmak isterdi.  Hep hayalini kurduğu yönetici koltuğu onu daha mutlu biri yapmamıştı. Oysa üniversite yıllarından beri kendisini bu pozisyon için hazırlamıştı.  Liderlik , yönetim ve organizasyon, etkili iletişim, etkili konuşma konulu onlarca seminere katılmış, bununla ilgili kitaplar okumuş, büyük bir ekibi hatta şirketi yönettiğini hayal etmişti hep. Şimdi ise işin en kilit noktasında olan üç çalışanı işten ayrılıyordu. Çok iyi bir yönetici olduğunu düşünürdü, nerede hata yapmıştı?  Çalışanların mesai saatlerine uyumunu çok sorun etmez, izin istediklerinde zorluk çıkarmaz, fikirlere önem verir, üzerlerinde baskı oluşturup performanslarının düşmesini istemezdi. Çalışanlar açısından ise durum çok farklıydı… 20 kişilik ekibin 14'ü hayalet çalışan gibiydi. Ekstra sorumluluk  almayan, yeni projelerde yer almak istemeye...

Çocuk İşçi

Çocuk İşçi Hava henüz yeni kararıyordu. Gökyüzünün kızıllığı mutfak penceresinden içeriye vurmuştu. Demlenen kahvesinden yayılan kokular günün yorgunluğunu alıyordu adeta.  İşten yeni gelmişti Ali.  Gelir gelmez ortalığı toparladı, bir şeyler atıştırdı.  Sonra oturdu mutfaktaki sandalyesine, aldı defterini eline. Eğitim notlarından biraz okumaya başladı. Bir yandan da kahvesini yudumluyordu.  Bir cümleye takıldı…  Derste duymuş, hatta notunu bile almıştı ama o an ilk kez duyuyormuş gibi hissetti.  Şöyle yazıyordu notta; " İnsanı çabalamak geliştirir, çalışmak kurtarır. " "Ne kadar doğru... Ne kadar gerçek..." dedi.  "Ah anneciğim, o zaman anlamazdık, zor gelirdi ama iyi ki diyoruz şimdi, iyi ki zamanında bizi çabalamamız, çalışmamız için zorladın."  Bir an kendi geçmişiyle konuşurken buldu kendini... Ali'nin annesiyle babası, her şeye kendi çabalarıyla sahip olmuştu. Genç yaşta çalışıp tuğla tuğla, emek emek inşa etmişlerdi oturdukları evi....

Tükenmişlik Sendromu

Tükenmişlik Sendromu ‘Tükenmişlik sendromu’ güncel yaşamın içinde sık sık duyduğumuz bir kavram oldu değil mi...  Peki neden kaynaklanıyor? İnsan neden tükenmiş hisseder? Ne zaman hiç bir şeye gücünün kalmadığını  düşünür? Tükenmişliğin tükettiklerimizle çok yakın bir ilişkisi var. İnsan tüketerek mutlu olacağını zanneder. Alışverişle, yeme içmeyle, gezmeyle, biraz daha alışverişle...  Ama bir bakar ki yanılmış.. Tükettikçe mutsuzluğu artmış. Burada bir sır var. Demek ki bilinenin aksine  insan tüketince mutlu olmuyor. Ürettikçe ışıldıyor. O yüzden şimdi ayağa kalkma ve bir işe koyulma  zamanı. Gerçek mutluluk arayanlara duyurulur! *** İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak.  Deneyimsel Tasarım Öğretisi  de insanın amacını amaç edinmiştir.  "Kim Kimdir" ,  "İlişkilerde Ustalık"  ve  "Başarı Psikolojisi"  programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha...