Ana içeriğe atla

Özgürler Diyarı "Kuddüs"

Özgürler Diyarı "Kuddüs"

Siz hiç kendi ülkenizde mülteci oldunuz mu?

Kendi ülkeniz sınırları içinde gözlerinizi mülteci kampında dünyaya açmak zorunda bırakıldınız mı?

Kendi ülkenizde gelinlik giymek yasak oldu mu mesela?

Çikolata yemekten kitap almaktan menedildiniz mi?

Oyuncak çok görüldü mü evladınıza ya da ağzı süt kokan bebeklere biberon?

Bir bebek doymasın, oynamasın, gülmesin diyen bir zalimle yaşadınız mı 75 yıl?

Siz hiç kendi ülkenizde imkânsız, aşsız, işsiz bırakıldınız mı?

Abluka adı altında hayata bağlandığınız sınır kapılarınız kapatıldı mı?

Yavaş yavaş hayattan elinizi ayağınızı çektirdiler mi mesela?

Önce turizmi durdurup sonra fabrikalarınızı kapattılar mı?

75 yıldır açık hapishane olan bir ülkede yaşadınız mı?

Evladınıza gofret almaya diye evden çıkıp döndüğünüzde onun cansız bedenini buldunuz mu?

Tüm evlatlarınızı Rahman’a yolcu edip yine de bir tek isyan cümlesinin dilinizden dökülmemesi için uğraştınız mı?

Birçok ölüm seçeneği sunulurken yaşamak için seçeneksiz bırakıldınız mı hiç?

Biz bırakıldık, Kudüs’ün kalender halkı… 

Filistin

Hayalimdeki Kuddüs

Ne dedem görebildi özgür Kuddüs’ü,

Ne babam ne de ben…

Çok görüldü bağımsız bir ülkede özgür yaşamak bize.

Hoş, özgür görünen ülkelerde ruhu tutsak yaşamaya tercih ederdik biz fiziksel tutsaklığı…

Sağırlaşmış kulaklar, körleşmiş gözler, katılaşmış kalpler bilemedi;

  • Bir müminin evini başına yıkabilirsin ancak kalbindeki inancı yıkamazsın,
  • İnternetini keserek dünya ile bağını koparabilirsin ancak onun RAB biyle bağını koparamazsın…
  • Onu aç susuz bırakabilirsin ancak onun ağzından "Allah'a hamdolsun"dan başka kelime duyamazsın…

Sen RAB binin onun için planladığının önüne geçemezsin sadece kötülüğünle buna hizmet edebilirsin.

Sessiz çığlığımız arşı inletti ama taşlaşan kalplere ulaşmadı…

Renkleri alınan ülkemizde, kanın kırmızısı ve külün grisi ile yalnız bırakıldık.

Hayal ettik hep birlikte;

Kudüs’te ezanın yeniden çağladığını, Mescid-i Aksa’nın avlusunda çocukların cıvıl cıvıl koştuğunu,

En sevgiliye selam seslerinin o kutsal yerden tekrar coşkuyla göğe yükseldiğini…

Bu hayale ortak olsun istedik tüm Müslümanlar,

Ama sayımız henüz yeterli değildi…

Şimdilik sadece 2 milyardık, parçalanmış, aralarına duvarlar örülmüş,

Öfkesini düşmana değil birbirine yöneltmiş,

RAB binin ipinden koparılmış 2 milyar…

 ***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir""İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Rabbimizle iletişimimiz kesilmesin yeter. O bize kapılarını kapatmasın yeter.
Adsız dedi ki…
Gözlerim dolarak okudum🥺 çok yaşa filistin🇵🇸

Renkleri alınan ülkemizde, kanın kırmızısı ve külün grisi ile yalnız bırakıldık.
Adsız dedi ki…
İnşAllah Rabbimizin yolunda birleşiriz
Emel dedi ki…
Adil ve özgür yarınlar ümidiyle elinize sağlık.
Adsız dedi ki…
RABbinin bağından kopan tesbih taneleri gibi parçalarımız ayrılmış. Bizi tekrar birleştirecek olan da yine RABbimin bağı...
Gökçen A. dedi ki…
RABBİMİZİN yolunda birleşen olmak ümidiyle…
Belgin dedi ki…
Rabb'im in izniyle Ümit kapısında dua edeceğimiz günler de gelecek.
Can dedi ki…
Rabbi ile bağı kopmayacak nesillerden olmak ümidiyle
Beyza Nur dedi ki…
Biz Müslümanlar güçlüyüz. Rabbimiz tek büyük destekçimiz. Ama... Birleştiğimizde...
Sümeyrak dedi ki…
İnşaALLAH yakında özgürlüğüne kavuşacaksın kuddüs şehrin kuddüs halkı...
Adsız dedi ki…
İnsanın okurken yüreği sızlıyor..Elinize sağlık gerçekten çok güzel bir yazı olmuş.
ZeynePp dedi ki…
Biri sıradayken önümüze geçse, trafikte önümüze kursa bile nasıl da haksızlık moralimizi bozuyorlarmış şu yaşananlar ki çoğundan haberdar değiliz bile bu kadarı yeterliyken... İnsanların hayatlarını çalmaya çalışanlar saklama gereği görmeden yaptıkları dehşet verici... Kılımız kıpırdamıyorsa muhasebemizi yapmamız lazım.
Adsız dedi ki…
Öfkesini düşmana değil birbirine yöneltmiş, RAB binin ipinden koparılmış 2 milyar… ne kadar acı:(
Nağme dedi ki…
"Çok görüldü bağımsız bir ülkede özgür yaşamak bize." Birilerinin çok görmesi ise insanın özgürlüğünü alamıyordu oysa. Özgürlük kişinin kalbindeydi, dışında değil... Kaleminize sağlık.
Adsız dedi ki…
Müminin Rabbi ile bağını koparamazsın..İnsanın Rabbinden başka kimi var zaten kim kime ne yapabilmiş?
Adsız dedi ki…
Kudüs, Gazze deyince boğazımda düğüme gözümde yaşa kalbimde sızlamaya engel olamıyorum🥺
Ö. dedi ki…
Bir müminin evini başına yıkabilirsin ancak kalbindeki inancını asla...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeter Ki Pes Etme

Yeter Ki Pes Etme Masmavi gözlerinin kenarları ağlamaktan kırmızıya döndü. Küçük kız güle oynaya indiği merdivenleri dizleri yara içinde yukarı çıktı. Annesi o halini görünce şok oldu. “Noldu Yaren sana?” diyebildi sadece.  “Bisikletten düştüm annecim. Canım çok acıyor.” der demez kapının önünde yığılıverdi.  Annesi telaşla ambulansı aradı. Ambulans geldiğinde Yaren çoktan kendine gelmişti. Sağlık memuru ona sorular sorup muayene etti. Ambulansın sedyesine yattığında ürkek bir kedi gibi etrafı izliyordu. Daha önce hiç bulunmadığı bir yerde tedirgindi. Sağlık memuru ona gülümseyerek konuşuyor ve yapacağı her adımda bilgi veriyordu. Böylece biraz olsun rahatladı.  Yol boyu ilerlerken iki damla yaş o masmavi gözlerden süzülüverdi. Ağlarken kendi kendine söylendi. Yaren: “Of yaa, bir daha binmicem!” Sağlık memuru: “Neye binmiceksin?” Yaren: “Bisiklete bir daha binmicem.” Sağlık memuru: “Neden binmeyesin ki, herkes bisikletten düşebilir. Biliyor musun şu yaşımda düştüm ben...

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor!

Hazır ol 2025! Sana yeni siparişler geliyor! Bir yılı daha uğurlamanın arifesindeyiz... Bazen insan beş dakikaya sabredemezken 365 gün 6 saatin yeniden geride kalması inanılmaz, değil mi? Daha dün elimizde makasla tutkal vardı ve sevdiklerimize yeni yıl kartı tasarlıyorduk. Makyaj pamuğundan kar yapıp yapıştırıyorduk. Karttan çok yüzümüze gözümüze bulaşan simler yıkamakla çıkmaz ve günlerce pırıl pırıl gezerdik. Bazı kartları postaneden yakınlarımıza gönderirdik. Bunun için kuyruk bekler, heyecan duyardık. Kartı teslim alan tanıdıklar, o acemi tasarımlarımıza hayran kalmış gibi yapardı. Sıra arkadaşımız, kartımızla dalga geçmiş bile olabilirdi ama biz övgülere inanmak isterdik. ‘HOŞ GELDİN Bin dokuz yüz… iki bin bilmem kaç...’’ Bunun gibi her yıl birçok senenin rakamları o kartları süslerdi. Yetişkin olunca kart tasarımları son bulur ama bu dönemlerde yaşanan bazı hisler hala ortaktır. Çoğu insan muhabirlerin uzattığı mikrofonlara benzer beyanlarda bulunur. Geçen yıla biraz sitem, gel...

Sporla Yeniden

Sporla Yeniden Ayşe bir süredir yataktan hiç bu kadar dinç kalkmamıştı. Bir hafta önce başladığı spor ne de iyi gelmişti. Gözlerini açınca içine, derin bir nefes çekip, bir kez daha şükür etti. Oysa spora başladığı ilk günler ne çok kas ağrısı çekmişti. İlk günler, çok sancılı geçmişti. Bacakları, kolları uzun süredir spor yapmadığı için, yaptığı ilk sporla hamlamıştı. Bu yüzden yürümekte bile zorlanıyordu. Ama önemli değildi, biliyordu ki sonu güzel olacaktı.  "İyi olan şeylerin başında bir miktar acı ve zorlanma olurdu." Sabredince sonunun güzel olacağının bilincindeydi. Hem istediği fiziksel görünüme kavuşacak hem de burada başlattığı hareket ile hayatına bereket katacaktı. Bu yüzden hem sabırlı ydı hem ümitli . Kimi zaman sabahın erken saatlerinde kalkıp esneme ve hareketler ile gününü bereketlendirdi. Kimi zaman gün içinde yaptığı yürüyüşler ve yüzmeyi de buna ekledi. Erken kalkıp, sporunu yapıyor, ılık bir duştan sonra daha önce hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kend...