Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ben ve Kendim

Ben ve Kendim Sahilden geçen çocukların kahkahaları böldü dalıp gittiği yerden. Oysa ki biraz ferahlarım diye gelmişti her zaman geldiği bu sahile.  Hep aynı bankta oturur, aynı yerden simit alırdı. Bazen balıkları besler, bazen kuşları arada kendi ağzına birkaç lokma atardı. Zayıf bedenine bakan herkes onun çok da yemeğe düşkün olmadığı anlardı.  Evde hemen çıkınca boğazın o güzel manzarası belirirdi. Taş döşeli yokuşu inerken gördüğü manzaranın tadını çıkarırdı. Tüm arkadaşları; “Ya Buse ne şanslı kadınsın. Bu manzara insanın ömrüne değer diyorlardı.” Tabi hiç o yokuş çıkışını düşünmeden. Hayat gibi. Dalıp gitmesine sebep olan fotoğrafa bakıyordu şimdi. Hala o mutlu günlerden kalan fotoğrafı silememişti telefonun ekranından. Oysa ayrılalı neredeyse bir sene olacaktı. İş yerindeki arkadaşları "Öğrenemedin bir türlü. Adam seni boşadı gitti. Bir de evlendi sen hala resmini mi taşıyorsun.  Onca yıllık kocanı tanıyamamışsın işte." Neyi öğrenememişti Buse? Öğrenme nasıl olurd...

Bir Avuç İnsan Neyi Değiştirir?

Bir Avuç İnsan Neyi Değiştirir? *** İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak.  Deneyimsel Tasarım Öğretisi  de insanın amacını amaç edinmiştir.  "Kim Kimdir" ,  "İlişkilerde Ustalık"  ve  "Başarı Psikolojisi"  programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur.  "Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır." ***  

Bir Yudum Farkındalık

Bir Yudum Farkındalık Akşam saatlerinde marketlerdeki kasa kuyrukları uzar. Tüm gün verilen mücadeleden sonra eve dönüş, motoru soğutma zamanı gibidir. Avını yuvasına taşımak isteyen bir atmaca gibi seri hareket etmek isteyenlere o bekleyiş bitmek bilmez. Burak da yoğurdu, makarnası, soda şişeleri ve çekirdeğiyle sıradaydı. Akşama menüsü belliydi: Yalancı mantı. Anneciğinin yemeklerini özlemişti. İş imkânı için kaldığı bu şehir keyifliydi ama sürekli dışarıdan yemek sipariş etmek de bir yere kadardı. Daldığı düşüncelerden kasiyerin sesiyle uyandı: "Yetersiz bakiye…" İmdat ister gibi hemen cüzdanına baktı. Buruşuk fişlerin arasında kalan 50 Lira mahcup gözlerle ona bakıyordu. Yüzünün kızardığını hissetti. Ardında bekleyenlerin sabırsız kıpırdanmaları hissediliyordu.  "Kusura bakmayın." diyerek oradan uzaklaştı.  Nasıl olabilirdi bu? Daha ayın ortasındaydı. Hemen telefonundan hesap hareketlerine baktı. Yüklü bir harcama görünmüyordu. Eve gidince detaylıca inceleyecek...